Uygulanış ve amaç biçimiyle darbe’den çok, tam anlamıyla alçakça bir terör eylemiydi. Nedenlerini uzun uzun anlatmaktan ziyade daha büyük bir tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. Yazıda anlaşılsın diye olaylardan darbe diye bahsedeceğim …
SALDIRI SADECE AK PARTİ'YE YAPILMADI
Öncelikle darbe’nin Ak Parti’ye yapıldığını zannedenlere birkaç sözüm var. Hayatımda hiç darbe görmedim fakat tarih diyor ki “Darbe yapıldığında tüm siyasi parti temsilcileri tutuklanır” ki 1980 darbesi öncesine bakacak olursak ortam çok karışıktı. Aynı insanlar hem sağcıları hem solcuları vuruyor ortamı bu şekilde kızıştırıyor (ki bu şimdi sosyal medya aracılığıyla yapılıyor) İnsanlar evlerinden işlerine giderken bile ölüm tehlikesi yaşıyorlar. Böyle bir ortamda halkın bazı kesimi Asker gelsin artık diye seslerini yükseltmişlerdi. Hatta asker sokağa indiğinde alkışlayanlar bile olmuştu. Sonuç ne oldu ?
O alkışlayanlar da tarif edilmez acılara şahit oldular. Yıllar geçmesine rağmen bu acıyı dün gibi hisseden insanlar hala acı anılarını anlatırken gözlerinden yumruk yumruk yaşlar akıyor.
Sonuç şudur ki en kötü yönetim şekli bile askeri yönetimden çok daha iyidir…
GERÇEK TEHLİKE ŞİMDİ BAŞLIYOR
15 Temmuz Darbe değildi evet belki bir ön hazırlıktı, belki bir denemeydi ama darbe değildi. Çok alçakça ve Türkiye’yi uluslar arası arenada çok zor duruma düşürecek bir hamleydi evet ama tehlike daha büyük hemde çok daha büyük. 6-7 saatlik bir sözde darbe girişimi sonrasında eylemi gerçekleştirenlerin çoğu tutuklandı. Bazıları öldürüldü. Fakat olayın etkileri sosyal medyada çığ gibi artıyor. Sosyal medyada insanlar bölünmeye başladı. -Askerin boğazı kesildi…- oh olsun darbe yapmasaydı. – o habersiz Mehmetçikti…. – geziciler neredesiniz… -Asker bizim… -polis bizim…-Asker neden halka kurşun attı…. Ve daha bir çok paylaşımlar. Gerçek dışı yüzlerce paylaşım kontrolsüzce sosyal medyada dolaşıyor.
Öncelikle şunu bilmek lazım. Google, Facebook, Twitter ve birçok sitenin sahibi internetin de olduğu gibi Amerika , istediği her şeyi bizim görmemizi sağlayabiliyor. Yani 1980 öncesi aynı silahın hem sağcıyı hem solcuyu vurması gibi o silahın başındaki insan şimdi internetin sahibi.
Kutuplaşmanın sonucu kaos çıkartır. Kaos kimin işine yarar. Bakınız 12 Eylül 1980….
Bu ön hazırlığı bertaraf etmek şimdi Türk Halkının elinde. Gerçek sınav şimdi başlıyor.
DEMOKRASİ İÇİN HERKES MEYDANLARA
Peki ne yapmalıyız. Öncelikle yıllardır demokrasinin büyüklüğünü ve gerekliliğini savunan bir şahıs olarak bu aralar fikrim ve gönlüm tüm siyasi çekişmelerimi geçici olarak rafa kaldırarak sözde darbede direk hedef olan Ak Parti ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında… Önümüzde bu ülkenin düşmanları var bu düşmanlardan birlik ve beraberlik içerisinde bi kurtaralım. Sonra yine kaldığımız yerden devam ederiz siyasi çekişmelere.
Ben öncelikle Darbenin direk hedefi olan Ak Parti ve organlarının çıktığı bu demokrasi nöbetine destek verilmesi taraftarıyım. Bunu sağcı ve solcu olarak ayırmıyorum. Demokrasiye inanan her Türk vatandaşı için geçerlidir. Tekrar etmek gerekirse eğer Ak Partiye darbe olursa bundan en az bir Ak Partili kadar, Ak Parti düşmanı da etkilenecektir. Oda acı çekecektir.
Bir Başka konu sosyal medya paylaşımlarına çok daha dikkat etmek, Paylaşım yaparken şunu unutmayın paylaşımlarınız kimseyi iyi yönde ikna etmiyor. Sizin gibi düşünenler sadece destekliyor.Sizin gibi düşünmeyen daha fazla kutuplaşıyor. Sosyal medya hiçbir şeyin çözümünde rol oynamaz. Ve dikkat edin en çok beğeni alan fotoğraflar veya yazılar birlik beraberlik içerikli yazılar. Sosyal medya kabadayılığını artık bir tarafa bırakmak lazım. Sosyal medyayı hayatınızın birinci anlamı olmaktan çıkartın artık.
BU KAVGADA KAZANAN YOK
Ve artık şu cemaat-Ak Parti kavgasının da tarih olması gerekiyor. Yaşanan olaylardan anlıyoruz ki. Cemaatte kazansa, Ak Parti’de kazansa Türkiye kaybediyor. Onun savcıları, bunun hakimleri falan falan falan uzayıp gidiyor. Evet Ak Parti bir dönem cemaate destek verdi, Cemaatte Ak Partiye destek verdi. Fakat bu işin artık kökünden bitmesi gerekiyor. Eğer bunlar Cumhurbaşkanı’nın yaveri olacak kadar ileri gitmişseler demek ki bir şeyler geçmişte kalmıyor.Geçmişte bu yapıya destek veren STK’lar, Kurum müdürleri hepsi artık temizlenmeli. Bu Ülke artık nefes almalı. Hakim, savcı kimdendir diye düşünmekten vazgeçmeli.
SON SÖZ
Ve Ak Parti artık hatalarından ders almalı ve kurumlara yerleştireceği insanları sadakatine göre değil, becerisine ve iş yapmasına göre seçmelidir.
Ayrıca bu paralelci sözde askerler o konumlara nasıl geldi, nasıl yerleştirildi, Bunlarda zamanı geldiğinde Ergenekon ve balyoz sürecinden başlayarak hesapları sorulmalı. Onurlu komutanları terörist diye cezaevlerine atıp intihar etmelerinden başlayan süreç bu günlere kadar geldi.Artık işi hak edene verme zamanı geldi.
