HDP’nin barajı geçeceğini ve Başkanlık sistemine destek vereceğini yazmıştım. Ancak HDP, öyle zannediyorum ki yöneticilerinin bile beklemediği bir oyla meclise girince artık AKP’ye bir taviz verme gereği duymaz ve CHP’den boşalan sol cenahdan oy almanın peşine düşer. Yani siyasetini artık samimiyetle ve tamamen AKP karşıtlığı üzerinden yürütmeyi deneyebilir. Zira bu siyaset %13le tuttuğunu göstermiştir. Şayet böyle olursa HDP samimiyetle Başkanlığa ‘Hayır’ diyenler kervanına katılabilir. ERDOĞAN’ın zirvesinde olduğu bir ülkede koalisyon beklemek hataydı. Başından beri koalisyonun kurulamayacağını da söyledik. Bugün, 7 Haziran akşamında kararı verilmiş olan erken seçim neredeyse kesinleşti. Ne tesadüftür ki AKP’nin 13 yıllık tek başına iktidar dönemi biter bitmez Suruç’da başlayan ve süregelen olaylarla şehid haberlerini alamaya başlıyoruz. İster istemez vatandaşın aklına düşüyor: AKP yoksa terör var! Devlet önceden çözüm sürecini Öcalan ile yürütüyordu. Ancak sonra süreci resmi zemine oturtabilmek için midir bilinmez, HDP’yi muhatap alarak yürütmeye başladı. Zaten HDP’yi güçlendiren de bu oldu. HDP’nin 10 Ağustos sürecindeki tavrıyla Öcalan ile arasının açıldığı gündeme gelmişti. HDP’nin 7 Haziran’da güçlendiğini gören AKP’nin de bu açıklıktan faydalanarak HDP’yi yıpratmak istediği düşünülebilir. Yani sola kaydığı düşüncesiyle HDP’yle savaş halindeki Öcalan’ın arasındaki bu harp AKP tarafından alevlendirilip hem erken seçimlerde AKP’nin eli güçlendirilir hem de “barışı bozan HDP“ propagandası ile HDP yıpratılabilirdi. Selahattin Demirtaş’ın “çözüm” için İmralı yerine Brüksel’e gitmesi ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın: “Öcalan HDP’lileri tutarsa sopa ile kovalar sanırım“ açıklaması da HDP ile İmralı arası gerginliği göstermiyor mu? İnşallah yanılan bizler oluruz.