Bence de Çaykur Rizespor haftalar sonra izleyene keyif veren, heyecanlandıran ve “haftalardır böyle oynasaydınız bu hale düşmezdik” dedirten bir performans sergiledi. “Yenilin de bu şekilde yenilin” diyenlerimiz de başladı. Aranan taze kanın bulunduğunu düşünen ve bu takımın bundan sonra çıkışa geçeceğine kesin gözüyle bakanlarımız da oldu. Peki kimse sormuyor mu Allah aşkına, “Bugüne kadar neredeydiniz? 1 hafta öncesiyle, 1 hafta sonrasında ne değişti?” Evet Mehmet Özdilek gitti. Hepimizin eleştirdiği, gitmesi için dualar etmeye başladığımız Mehmet Özdilek “Kılıçla yaşayan, kılıçla ölür” diyerek topu futbolculara attı ve gitti. Aslında bazı gazeteci arkadaşlarımız da yazıp durdu takımdaki gruplaşmaları. Futbolcuların Mehmet Özdilek ile uyum sağlayamadığı bir gerçekti. Aslında basınla da uyum sağlayamadı. Bunda da en büyük etken, egosu yüksek bir tavır sergilemesiydi ve bizler de bu yüzden Özdilek’i pek hazmedemedik. (En azından kendi adıma böyle olduğunu söyleyebilirim) Ama haftalardır bir şeyler yazmadım. Hoca gitsin diye düşüncelerimi kaleme dökmedim. 22 Eylül tarihinde yazdığım “Laf var icraat yok” yazımda omurga-iskelet örneğini vermiştim. Sezon başından beri takımın iskeletini koruduğumuz için işimiz daha kolay diye sanıyorduk ama bu kez omurga farklıydı ve takımın iskeletine, Özdilek omurgası oturmamıştı. Taşıyamadı, hareket ettiremedi takımı. Bunda mutlaka kendi eksikleri var ama futbolcuların hiç mi kabahati yok? Hep söylenir ya “Bir takımda 3 futbolcu bir araya gelirse hoca gider” diye… E bu takımda son günlerde 4’lü, 5’li grupların tek derdinin hocayı göndermek olduğunu sağır sultan bile duydu. Bir tek yönetim duymadı galiba… Eğer yönetim de duyduysa, futbolcuların ligi rölantiye alıp sırf hoca gitsin diye üst üste başarısız sonuçlar alarak taraftarı çileden çıkartmasına neden göz yumdular çok merak ediyorum. İstikrardan yana olduklarını biliyoruz da, bir kere de düğmeye erkenden basmayı insan beceremez mi? Hikmet Karaman başarılı bir teknik adam ve Rizespor’u çekip çevireceğinden, içine düştüğümüz durumdan bizi uzaklaştıracağından hiç şüphem yok. Kendisine güvenim tam ama bu futbolculara sorulmayacak mı, "Haftalardır yaptığınız nedir?" diye... Devre arası nasıl bir yol izlenecek çok merak ediyorum. Tesislerde bir otorite boşluğu olduğunu herkes söylüyor. Futbolcular gayet rahat, çekindikleri kimse yok. Tesis müdürünü takan yok. Herkes başına buyruk. Nasıl olsa kendilerini kontrol eden bir yönetici başlarında bulunmuyor. Tesislerde altyapıdan üste her aşamayı denetleyecek, kararlar alabilecek ve tesislerde otoriteyi sağlayacak bir yöneticiye ihtiyaç olduğu artık aşikar. Bunun için bir adım atılıp atılmayacağını da yakında görürüz umarım. Ayrıca idmanlarda bile kendi aralarında tartışan, birbirlerine tahammül edemeyen bir noktaya gelmiş futbolcu grupları nasıl düzelecek? Mesela Giray Kaçar ile ilgili nasıl bir ceza uygulanacak? 10 Aralık Çarşamba günü kulüpte yaptığı terbiyesizliği yönetim sineye mi çekecek? Yoksa ne yaptığından haberleri yok mu? Varsa mükafat olsun diye Trabzon maçında ilk 11’e mi sokuldu, bunu da merak ediyorum. Evet bizler ne yaptığını biliyoruz ama Rize’nin tamamı bilse, herhalde valizini toplayıp bu ilden gitmesi gerekirdi. Hikmet Karamanlı yeni Çaykur Rizespor’da bakalım önümüzdeki günlerde süreç nasıl işleyecek? Dilerim sadece futbol konuşacağımız, yazacağımız haftalarla devam ederiz ama kimsenin ettiğinin de yanına kar kalmamasını temenni ediyorum.