Av. Remzi Kazmaz İmza Gününde Okurları ile Buluşacak

Av. Remzi Kazmaz İmza Gününde Okurları ile Buluşacak

Türkiye Futbol Federasyonu eski yöneticilerinden Av. Remzi Kazmaz’ın kaleme aldığı Futsol kitabının İmza Günü ve Film Gösterimi Rize ve Trabzon’da yapılacak. Kazmaz 7 şubat Cuma saat 18:00’da Rize’de Bizum kitap evinde, 8 Şubat Cumartesi ise Trabzon’da Ruhu Türkyılmaz Sanat Evin’de okurları ile buluşacak.

Güncel - 2020-02-06 10:43:20

Gereği Düşünüldü, Çaylar Şirketten ,Aşkın Mabedi Mousoleum kitaplarının yazarı avukat aktivist remzi kazmaz ile yeni kitabı FUTSOL hakkında bir ropörtaj gerçekleştirdik.Remzi bey ile ropörtajımızda Hes projelerinden ,Gazi davasından ,Türkiyedeki  çay sorunlarından girip Türkiye ve dünya futbolundan çıktık.

K:Öncelikle merhaba Remzi Bey bu yoğun programınız içinde  bizlerin ricasını kırmayıp  vakit ayırdığınız size teşekkür ediyoruz. Sizden kısaca hayatınızdan bahsetmenizi isteyeceğim. Kendi cümleleri ile Remzi Kazmaz kimdir?

REMZİ KAZMAZ: Ben de size çok teşekkür ederim Karadenizlilerin ricası benim için her zaman öncelikli olmuştur. Bu ropörtaj benim için okurlarımla buluşmanın başka bir  yolu oldu.

Remzi kazmaz çay işçisi bir baba ve emekçi bir annenin çocuğu olarak Rize’de dünyaya geldi. Gözünü açtığı dünyayı ve bulunduğu çevreyi her zaman çok çok sevdi. Tam da bu sevgi, onun  içinde bulunduğu çevrenin sorunlarına karşı duyarlı olmasına ve susup kabullenmek yerine yanlışları düzeltmek adına bir tavır geliştirmesine vesile oldu. Benim bütün davam bu aslında insanı ve doğayı sevmek. Ve bunun tabii sonucu olarak onu ve güzelliklerini korumak..

Ben ülkemin her köşesini ,doğduğum cennet şehir Rize’yi, bu ülkede yaşayan insanları çok çok seviyorum . İnsan sevdiğinin üzülmesini istemez onu her zaman korumaya çalışır sevgi ONU koruma sorumluluğu üstlendiği müddetçe gerçek değerini muhafaza edebilir . Ben de ülkemin ve insanlarının bu memleketin  bir  karış toprağının üzülmesini korumasız kalmasını  hiçbir zaman istemedim bunun için de  kendimi bildim bileli  bu toprakların, insanların canına kast etmek isteyen ,onu tahrip edip yok etmek isteyen insanların tam karşısında yer aldım. Yer almaya da ömrüm boyunca davam edeceğim.

K: buraya Güneysu’dan koşturarak geldiniz . Ben orada büyük bir dava görüldüğünü biliyorum bu durum basında da çokça yer aldı ancak bilmeyen okurlarımız için anlatır mısınız Güneysu’da ne oluyor?

REMZİ KAZMAZ:  Güneysu deresi üzerinde yapılması planlanan bir HES projesi var. Ancak köylüler bu derenin üzerine baraj yapılmasını kat-i surette reddediyorlar. Köylülerin bu denli tepki göstermesi üzerine belediye köylülere bu konuda bir şey söylemeyip konunun unutulması için bir süre bekliyor. Bir müddet  sonra köylülere yol bakım  ve altyapı çalışması yapıldığı söylenerek gizlice projenin yapımına başlanıyor.  Köylüler durumun farkına varınca bizlere haber  veriyor.Benim kurucusu olduğum Derelerin Kardeşliği Platformu olarak biz bu durumun haberini  alır almaz  ilk iş olarak Güneysu’ya gittik ve köylülerle konuştuk.  Köylülerin HES’lere değil Güneysu’daki HES’e neden karşı olduklarını tek tek birinci ağızdan dinledim ve bundan sonra da çalışmalar başladım. Köylülerin sözüne ses oldum ve ülkemiz insanların dikkatini buraya çektim. Olay beklediğimden daha büyük bir sansasyon yarattı ve destekçi sayımız bir hayli arttı. Biz sesimizi duyurdukça insanlar doğruluğun ve adaletin yanında saf tutmaya başladılar. Güneysu Deresi kurtulduğunda  Platform başarılarına bir başarıyı daha ekleyecek    ve bir derenin daha özgür akmasıni sağlaMIŞ olacak. Zaten biz bu platformu kurarken tek bir hayalimiz vardı  :

‘Karadeniz’de bir dere ağladığında diğer dereler çağlayarak onun yardımına yetişsin !’

Karadeniz’in dereleri yalnız değildir. Ben ve Derelerin Kardeşliği Platformu  var olduğumuz  müddetçe de yalnız kalmayacak!

Tüm bunları yaparken her şeyin süt liman ilerlemediği zamanlar oluyor ve hatta her şey hemen hiçbir zaman süt liman ilerlemiyor ama bizler birlikte direnç gösterdikçe vicdani haklılığımızdan emin olup doğruluğa ve adalete attığımız adımlarda pürüz bulundurmadıkça güçlüklerle daha kolay mücadele ediyoruz.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çok sevdiğim bir sözü vardır : “Benim kahramanlarım, hayallerini hiçbir şeye satmayan kişilerdir.” Der. Bu sözünden her zaman çok etkilenmiş ve kendime şiar edinmişimdir.

‘’ Herkes Atatürk’ün büyük zaferler kazandığı, bir ülke kurduğu, bir millet var ettiği için büyük bir önder olduğunu düşünür, oysa o büyük hayalleri olan gerçek bir devrimcidir.’’

K:Remzi Bey tüm bunların yanında birçok şeyle daha uğraşıyorsunuz: Futbol ,siyaset, sosyal sorumluluk projeleri, yönetmenlik bir yandan da avukatlık tüm bunlara nasıl yetişiyorsunuz şaşırmamak elde değil !

REMZİ KAZMAZ:    Vatanını ve milletini seven bir insanım aynı zamanda devrimciyim. Bir şeyi seviyorsanız o şey sizin için zor olamaktan çıkıyor ben tüm bunları seviyorum dolayısıyla bu koşuşturmaca bana yorucu gelmekten çok beni eğlendiriyor ve faydalı olduğum ve ortaya bir eser koyduğum müddetçe de beni tatmin ediyor.

Kitaplar yazıyorum ,belgesel  filmler çekiyorum. İnsanlara daha çok göstermeye daha çok onların yanında olmaya çalışıyorum. Ben sadece bu eserleri şekillendirmiyorum yeni bir eser meydana getirdikçe o eserin de beni şekillendirdiğinin, bana yeni bir bakış açısı kazandırdığının  farkına varıyorum. Cajal’ın çok sevdiğim bir sözü vardır:  “Her insan kendi beyninin heykeltraşıdır.” Der.

Ben de olabildiğince düşünce yapımı zenginleştiriyor kendi heykelimi  kendi  ellerimle şekillendiriyorum. Benim heykelimin  mutlaka  devrimci   bir duruşu oluyor .

K: FUTSOL adlı yeni bir kitap yayınladınız. Kitap çıktığı günden beri gerek basın gerek futbol otoriteleri gerekse siyasetçiler tarafından büyük bir ilgi gördü ve sansasyon yarattı. Bize bu kitabı biraz anlatır mısınız ? Kitabın bu kadar ilgi uyandırmasını bekliyor muydunuz?

REMZİ KAZMAZ:   Ben doğduğum günden beri futbol izleyicisi ,çocukluğumdan itibaren de futbol oyuncusuyum. Futbolla alakam nereden başladı diye sorarsanız yanıtım doğduğum günden olurdu. Futbol izlediğim ve mahelle aralarında oynadığım dönemlerde futbolu her ne kadar iliklerime kadar hissediyor olsam da futbol organizasyonunun dışındaydım. Daha sonraları  TFF Disiplin Kurulu Başkanlığı, Rizespor yöneticiği ve danışmanlığı yaptım. Bu dönemde futbolun organizasyon yapısının tam göbeğinde yer aldım. Dolayısıyla futbola hem içerden hem de dışarıdan bakma fırsatım oldu. Aynı zamanda siyasi yaşamda aktif olarak yer alan bir insan olarak futbolda konuşulmayanı konuşmaya , gizleneni açık etmeye , söylemekten çekinileni yüze vurmaya karar verdim. Bunu da bir kitap yazarak gerçekleştirdim . Bu yola çıkarken amacım söylenmeyeni sözylemek olduysa da kitap zamanla kendi yolunu çizdi ve kapsamlı bir futbol tarihi araştırması olmanın yanında futbolun sol efsanelerine bir saygı duruşu niteliği kazandı. Kitap futbolun ortaya çıkışından başlıyor. Dünyadaki birçok medeniyette birbirinden bağımsız olarak gelişen günümüz futboluna fazlasıyla benzeyen ayak topu oyunları futbolun temelini oluşturuyor. Tüm dünyada değişik evrelerden geçiyor ve hatta bir dönem tehlikeli olduğu gerekçesiyle İngiltere’de yasaklanıyor .Ama en nihayetinde yasaklar kalkıyor futbol zamanla kendi çizgisini bulup oradan günümüze kadar erişiyor. Bu süreçte futbolu bir devrim aracı olarak kullanan, futbol oynadıkça devrim gerçekleştiren birçok efsaneyi de bünyesinde barındırmış oluyor. Ben futbolun emekçi sınıfın eğlence aracı olması gerekirken daha sonraları egemen sınıfın kirli hesaplarının döndüğü bir organizasyon yapısına bürünmesi sürecini anlattım ve eleştirilerimi de bu perspektifte yaptım.  Sömürü düzeninin futboldaki yansımasına okuyucuya göstermeye çalıştım. Aynı zamanda gerek Türkiye’deki gerek dünyadaki futbol mafyalaşmasını , şike-bahis-hile üçgenini insanlara en gerçek, en sert biçimiyle gösterdim. Gerek okurlardan, gerek siyasiler ve futbol otoritelerinde çok güzel yorumlar aldım.  Ve bu desteğin üzerine FUTSOL’un bir de belgesel filmini çekmeye karar verdim. Şimdi yayıncıların yoğun isteği üzerine Türkiye çapında imza günü turnesine çıkıyorum. Oralarda alışılagelmişin dışında bir şey yaparak hem okuyucuların kitaplarını imzayacağım hem de kitabın filmini birlikte izleyeceğiz.

K:Bu vesile ile okurlarınıza da duyurmuş olalım Remzi Kazmaz FUTSOL  kitabı ve FUTSOL belgesel filmi ile 7 Şubat’ta Rize Bizum Kitap Evi’nde

9 Şubatta Trabzon’da

15 Şubatta Atakum’da

16 Şubatta Samsun Tüyap Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluşacak.

K: FUTSOL sizin ilk kitabınız değil önceki kitaplarınızla arasında herhangi bir bağ var mı?

Yine aynı şekilde belgesel film olan FUTSOL ile önceki filmleriniz arasında nasıl bir bağ var?

REMZİ KAZMAZ:   Evet FUTSOL benim ilk kitabım değil daha önce Gereği Düşünüldü, Çaylar Şirketten ,Aşkın Mabedi Mousoleum kitaplarını  yazmıştım.Bunlardan Aşkın Mabedi Mousoleum,  Gereği Düşünüldü, Çaylar Şirketten kitaplarına ayrıca belgesel film de çektim. Bunlardan Vatandaş Mustafa otoritelerden tam not aldı, birçok jüri tarafından ödüllendirildi. Yaptığım işlerin hepsinde toplumun farklı bir problemine ışık tutmaya çalıştım. Hepsi farklı konulara ilişkin olduğundan bu anlamda bir bağ olduğunu söyleyemem ancak hepsi devrimci bir ruh ile yazıldı. Bu ruhtan taviz vermeden yazmaya çalıştım. Bundan sonraki eserlerimde de taviz vermeyeceğim.

K: bizimle bu ropörtajı gerçekleştirdiğiniz için tekrar teşekkür ederiz. Son olarak okurlarınıza iletmek istediğiniz bir şey var mı?

REMZİ KAZMAZ:   Son olarak Nazım ustanın bir sözü ile okuru  selamlamak  istiyorum:

Safları sıklaştırın çocuklar

bu kavga faşizme karşı

 bu kavga hürriyet kavgasıdır.

Sende Yorumla...
DİĞER HABERLER
Her hakkı saklıdır. İzinsiz gösterilemez, çoğaltılamaz , sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort sakarya escort webmaster forum