AK Parti Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Rize Milletvekili Hayati Yazıcı’nın Rize’ye yapılması planlanan şehir hastanesinin yarım kalan yat limanı alanında deniz dolgusu üzerinde yapılacağını açıklaması kentte büyük bir kesim tarafından tepkiyle karşılandı.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Rize İl Temsilcisi İsmail Hakkı Sandıkçı da yer seçimi konusunda uzmanların görüşünün alınmadığını ve deniz dolgusu üzerinde yapılması planlanan şehir hastanesinin sahil yoluyla dağ arasında sıkışmış bir kentin tüm büyük ölçekli yatırımlarını bu kısıtlı alana hapsetmenin yanlış bir planlama anlayışı olduğunu belirterek, “Kentin bütünü ele alınarak şehir hastanesinin bir planlama dahilinde ve kentin büyüme potansiyeli olan bölgelerine aktarılması daha doğru bir anlayış olacağı kanaatindeyiz” ifadelerini kullandı.
Sandıkçı yaptığı açıklamada, son günlerde kentin gündeminde yer alan şehir hastanesiyle ilgili birçok farklı çevreden farklı fikirler ortaya konmakta olduğunu ve kendilerinin de buna duyarsız kalmalarının mümkün olmayacağını kaydederek, “Kentimizin gelişimini etkileyecek büyüklükteki bir kamu yatırımının yer seçimine ilişkin TMMOB Şehir Plancıları Odası Rize İl Temsilciliği olarak duyarsız kalmamız mümkün olamazdı. Son yıllarda bu tip yatırım kararlarının alınmasında yerel yönetimlerin ve kullanıcıların fikirlerinin dikkate alınmadığını, merkezi hükümetin uzaktan yönetme anlayışıyla kararlar aldığını üzülerek görmekteyiz. Kentimizin kazanımları konusunda her daim yerel yönetimlerimizle işbirliği içinde olup yanlış kararlar konusunda eleştirilerimizi de sıralamaktan geri durmadık. Ancak yerel yönetimlerin gerek politik gerekse ekonomik sebeplerle merkezi yönetime olan bağımlılıkları nedeniyle kentimizde yapılan yatırımların yer seçimleri hususunda tepki veremediklerinin farkındayız. Özellikle yaşadığımız kentte alınan bu hatalı kararların sancılarını yaşamaya devam ederken yine aynı yanlışın içerisine düşmemek için söz konusu yatırım kararı hakkında tekrar bir araştırma yapılması gerektiği kanaatindeyiz.” dedi.
Kentte yapılan bazı kamu binalarının henüz çeyrek asırı doldurmadan yapıldıkları yerlerin hatalı olduğunun kısa sürede gün yüzüne çıktığına vurgu yapan Sandıkçı, yeni alınacak hatalı kararların Rize’de sorunları üst üste biriktireceğini ve kamusal kullanımları Menderes Bulvarı üzerine yoğunlaştırmanın trafiği de içinden çıkılmaz bir hale sokacağını kaydederek, “Zira üniversitemizin ve araştırma hastanesinin ilk yer seçim kararlarının hatalı olduğunu 15-20 yıl bile geçmeden bugün yaşamaktayız. Gelişme ve genişleme alanları kısıtlı ve oldukça maliyetli bir durumda olan üniversiteye ve araştırma hastanesine yeni bir hatalı karar eklememeliyiz. Bu tip yatırım kararları alınırken son derece dar bir çerçeveden bakıldığı ve planlı bir gelişim süreci izlenmediği için Rize kentinde sorunlar üst üste birikmektedir. Kentin neredeyse tüm kamusal kullanımlarını Menderes Bulvarı üzerine yoğunlaştırmak ayrıca trafiği de içinden çıkılmaz bir hale sokmaktadır. Bu nedenle kente dair alınacak bu ölçekteki bir yatırım kararı uzun vadeli bir planlama kararının ürünü olarak ele alınmalıdır.” diye konuştu.
Rize’de yapılması planlanan şehir hastanesinin gerekliliği konusunun kendi uzmanlık alanlarında bulunmamasına rağmen mevcut hastanenin kapasite yetersizliği dolayısıyla Rize’ye yeni bir sağlık tesisinin kazandırılmasının hepimizin ortak isteği olduğunu belirten Sandıkçı, “Yapılması düşünülen sağlık yatırımının gerekliliği konusu bizlerin uzmanlık konusu değil ancak kentteki mevcut sağlık kullanımlarının kapasite yetersizliği dikkate alındığında kentimize yeni bir sağlık tesisinin kazandırılması hepimizin ortak isteğidir. Adının şehir hastanesi veya araştırma hastanesi olması kullanıcılar açısından çok da önemli değil. Kentteki mevcut hastaneler sadece Rize kentine değil ilçelerine hatta Artvin ve ilçelerine de cevap vermektedir. Bu nedenle yapılacak olan yatırımın kente dışarıdan gelecek olan kullanıcılar tarafından da rahatlıkla erişilebilir bir konumda olması gerekir.” şeklinde konuştu.
Sandıkçı, sahil yoluyla dağ arasında sıkışmış bir kentin tüm büyük ölçekli yatırımlarını bu kısıtlı alana hapsetmenin yanlış bir planlama anlayışı olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Sahil yoluyla dağ arasında sıkışmış bir kentin tüm büyük ölçekli yatırımlarını bu kısıtlı alana hapsetmek yanlış bir planlama anlayışıdır. Dolayısıyla şehir hastanesi gibi bölgesel ölçekte yoğunluk getirecek bir yatırımın trafik sirkülasyonunu daha da bozacak olmasından da endişeliyiz. Anayasanın 43.maddesine göre kıyıların kullanımında kamu yararı gözetilmelidir. Bahsi geçen yatırımın kıyı alanında yapılması kamu yararı değil aksine kamuya zarardır. Bugün kent gündeminin en önemli konusu olan kentsel dönüşüm projesinin dolgu alanı üzerinde kurulu olduğunu unutmamalıyız. Bir yanda dolgu alanında olmaları sebebiyle riskli alan ettiğimiz kentsel dönüşüm alanı dururken yine dolgu alanında büyük ölçekli bir hastane yapmak büyük bir çelişkidir. Tüm bu sebepler ışığında söz konusu yatırımın yer seçimi hususunda uzmanların görüşü alınarak yeniden inceleme yapılması gerekmektedir. STK’ların bir yeri adres göstererek burası doğru yerdir demesi doğru bir anlayış değildir ancak kentin bütünü ele alınarak şehir hastanesinin bir planlama dahilinde ve kentin büyüme potansiyeli olan bölgelerine aktarılması daha doğru bir anlayış olacağı kanaatindeyiz. Yaşadığımız kentte yapılacak tüm doğru yatırımların arkasında olacağımızı ancak hatalı kararların da dün olduğu gibi bugün ve yarın da karşısında olacağımızı bildirmek isteriz.”
