Advert
Advert
Advert

Taşeron Düzenlemesi Bu Sene Tamamlanıyor

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Motorlu Taşıtlar Vergisi'ndeki (MTV) ilave artış oranının kısa sürede açıklanacağını söyledi. NTV canlı yayınında konuşan Mehmet Şimşek, ''Hiçbir hükümet durup dururken vergileri artırmaz'' dedi. Şimşek, taşeron düzenlemesine ilişkin çalışmaların ise bu sene tamamlanacağını ifade etti.

Taşeron Düzenlemesi Bu Sene Tamamlanıyor
Taşeron Düzenlemesi Bu Sene Tamamlanıyor admin

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, canlı yayında, NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı.
Orta Vadeli Program'ın (OVP) temel özelliği ve öncekilerden farkına ilişkin soruya Şimşek, OVP'nin amacının yüksek büyüme ve istihdam, adil gelir dağılımıyla ülkenin refahını artırmak olduğunu söyledi.
Bu amaca ulaşmak için birçok politika, tedbir ve hedefin olduğunu dile getiren Mehmet Şimşek, yüksek, sürdürülebilir, kapsayıcı yani istihdam yaratan büyümeyle mutlaka makro istikrarın korunması gerektiğinin altını çizdi.

Şimşek, OVP'de özellikle bir yıl içinde yapılacak reformlarda öncelik ve hedeflerin göz önüne alındığını ifade ederek, hedeflere ulaşmak için hangi reformlara ihtiyacın olduğunun yansıtıldığını dile getirdi. Şimşek, "Yani bir temenni metni, listesi değil. Oldukça somut, gerçekçi olduğuna inanıyorum" diye konuştu.

Belirsizliklerin olduğunu, ülkenin yakın coğrafyasında sıkıntıların bulunduğunu anlatan Şimşek, metni sunduktan hemen sonra Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) referandumu sorunuyla karşı karşıya kalındığını anımsattı.

"BÜTÇE HEDEFLERİNİN ALTINI DOLDURDUK"

OVP'nin gerçekçi olduğunu belirten Şimşek, şunları kaydetti:

"Biz tedbirlerle OVP ile aynı gün kamuoyuyla paylaştık. Birileri çıkıp 'bütçe hedefleriniz, borçlanma hedefleriniz çok gerçekçi değil' derse, biz altını doldurduk. Bugün Meclis'te görüşülmeye başlanacak tasarının içeriği önemli ölçüde OVP ile ilişkili. Dolayısıyla bir temenni listesi değil, somut neyi başarabiliriz, bu birinci husus. İkincisi altını doldurduk, güçlendirdik. Bu hedefleri tutturmak için gerekli tedbirlerin önemli bir kısmını Meclis'e de gönderiyoruz. Üçüncü olarak asıl bir vizyon var. Türkiye 4. Sanayi Devrimi kapsamında neler yapmalı, nerelere ağırlık vermeli, bu hususlar da ön planda. Burada biz, neyi önceliklendirmişiz Tabii ki makro finansal istikrarla birlikte büyümeyi, istihdamı, adil gelir dağılımını. Bunu yaparken birçok tedbir geliştirmişiz, politika setimiz var ve biz bunları başarılı bir şekilde uygulayacağız."

''PROGRAM TÜRKİYE'Yİ ÜST GELİR GRUBUNA TAŞIYACAK"

Bunlar uygulanır ve program hedeflerine ulaşırsa 2020 yılında Türkiye'de kişi başına milli gelirin 13 bin doları aşacağına işaret eden Şimşek, bunun da Dünya Bankası'nın kriterlerine göre Türkiye'yi üst gelir grubuna taşıyacağını kaydetti.

Şimşek, Türkiye'nin kalıcı olarak bunu başarabileceğine inandığını dile getirerek, "Biz, satın alma gücü paritesiyle zaten kişi başına milli gelirde 25 bin doları aştık ama cari dolar kuruyla... Şimdi bir sürü eleştiri olacak, memnuniyetle bu eleştirilere cevap vereceğiz" dedi.

''REEL OLARAK CARİ HARCAMALARI DÜŞÜRÜYORUZ"

Kamu gelirlerine yönelik hamleler ile tasarruf kalemlerine ilişkin soruya Şimşek, kamu gelirlerine yönelik esaslı birkaç reform inisiyatifi alacaklarını söyledi.

Gelir vergisi reformunun gözden geçirildiğini ve revize edildiğini ifade eden Mehmet Şimşek, gelecek yılın ilk yarısında hayata geçeceğini bildirdi.

Bunun verginin tabana yayılmasına sağlayacağı için kalıcı bir anlamda gelirlerin kalitesini artıracağını belirten Şimşek, şöyle konuştu:

"Şu anda önemli ölçüde biz, dolaylı vergilere bağımlı haldeyiz. Birtakım getireceğimiz müesseselerle yapacağımız düzenlemelerle vergi oranlarını, gelir vergisi reformundan bahsediyorum, artırmadan vergiyi tabana yayarak, birtakım imtiyazları kaldırarak, açıkları kapatarak, ne yapacağız, gelirleri kalıcı olarak yukarı çekeceğiz. Bu, birinci husus. Alacağımız tedbirlerde önemli ölçüde kısmen kalite konusunu bir kenara bırakırsak, gelirleri yukarı çekiyor. Tasarıda bir sürü konu var. Gelelim tasarruf meselesine, tasarruf yapacağız demiyoruz. Bütçe açıklandığında göreceksiniz, cari harcamalar noktasında net bir şekilde reel olarak cari harcamaları düşürüyoruz. Yani normalde her sene diyelim ki deflatör kadar harcamaları bakanlıklara harcama artışı imkanı verirken, bu kez vermeyeceğiz. Dolayısıyla reel olarak cari harcamalar düşecek. Bunlar üretken olmayan harcamalardır. İkinci konu, araç kiralama ve satın alma, yeni bina yapılması veya kiralama konularında çok net bir tavır olacak. İstisnai haller hariç, izin verilmeyecek. Emniyet, Sağlık Bakanlığının ihtiyaç duyduğu araçları katmıyorum. Benim kastım binek araçlar. Bugüne kadar neyle idare ettilerse kamu kurumları, onunla idare etmek zorunda kalacaklar. Bina konusu da öyle, izin vermeyeceğiz. Başbakanımızın bu konudaki tavrı ve idaresi son derece nettir. Biz, kamu olarak üzerimize düşeni yapacağız. Kamuda tasarruf dönemi."

Şimşek, kamuda tasarruf, önceliklendirme, gelirleri ve kalitesini artırma noktasında güçlü bir çaba olduğunu vurgulayarak, "OVP bunu içeriyor. Bütçe rakamlarına da bu yansıyacak. Net olarak 'biz sadece edeceğiz, yapacağız' demiyoruz, yapmaya başladık. Politikaları oluşturduk, şu anda fiilen uygulamada" dedi.
''HİÇBİR HÜKÜMET DURUP DURURKEN BU VERGİLERİ ARTIRMAZ''
Motorlu Taşıtlar Vergisi'ne (MTV) ilişkin düzenlemenin zaruretten kaynaklandığını vurgulayan Şimşek, "Kısa sürede nasıl bir düzenleme olacağı açıklanacak. Hiçbir hükümet durup dururken bu vergileri artırmaz. Yeni silah sistemlerini almak için Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na aktaracağımız, terörle mücadele, ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehditleri bertaraf etmek ve caydırıcılık gücünü artırmak amacıyla Milli Savunma Bakanlığına aktaracağımız kaynak var. Türkiye önümüzdeki yıl savunma sanayisi ve Milli Savunma Bakanlığı için muhtemelen 17-18 milyar liralık ilave harcama yapacak. Net olarak MTV'den gelecek gelir 2018 sonrası alınacak araçlar da dikkate alındığında 2,8 milyar lira, ilave vergi artışının etkisi ise 2 milyar lira. Sadece savunma sanayisi harcamaları alacağımız tedbirlerin üçte ikisine tekabül ediyor" diye konuştu.

Şimşek, borçlanmanın yüksek faiz ve yapılacak hizmetlerden imtina etmek anlamına geldiğini vurgulayarak, bu nedenle ilave harcamaları vergi gelirleriyle karşılama kararı aldıklarını söyledi.

Borç açığı arttığında makroekonomik istikrarın riske atılacağına dikkati çeken Şimşek, ikiz açığın Türkiye'nin geleceği için tehdit olacağını kaydetti.

Şimşek, milletten alınan vergilerin nereye harcandığı konusunda her zaman net ve şeffaf olduklarının altını çizerek, şöyle devam etti:

"Türkiye'de topladığımız tüm vergiler 100 lira ise bunun 23 lirasını eğitime, 21 lirasını sağlığa, yaklaşık 20 lirasını sosyal güvenliğe ve sosyal harcamalara, en az 10 lirasını yatırımlara, yaklaşık 10 lirasını faize ayırıyoruz. Faizi bir kenara bırakırsanız tamamı milletimize hizmet olarak gidiyor. Bizim petrol gelirimiz yok, yoktan bir şeyi var edemeyiz. Milletten topladığımızı tekrar milletimize yatırım olarak sunuyoruz. 2018'de Türkiye'nin etrafındaki tehditlerle baş edebilmesi, caydırıcı bir güce sahip olabilmesi için ilave silah sistemleri gündemde. Bunu karşılamak amacıyla borç yerine vergi artışlarını tercih ettik."

"100 MİLYAR DOLAR DEĞERİNDE2 BİN 200 TON ATIL ALTIN KAYNAĞI VAR"

Türkiye'nin tasarruf açığı olduğuna ve bunun da Türkiye'yi dışa bağımlı hale getirdiğine değinen Şimşek, "altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası ihracı" kapsamında ilk gün yaklaşık 15 milyon liralık talep geldiğini bildirdi.

Şimşek, 4 etapta, 81 ili ve yaklaşık 250 ilçeyi kapsayacak uygulamanın ilk gün itibarıyla ciddi ilgi gördüğünü dile getirerek, "Ülkemizde çok ciddi atıl tasarruf var. Bankalarımızda, sermaye piyasalarında olmadığı için atıl duruyor. Bir taraftan da Türkiye'nin kaynak ihtiyacı büyük. Türkiye gidiyor, dışarıdan borçlanıyor. Bankaların 100 liralık mevduatı varsa 125 liralık kredi vermek zorunda kalıyor çünkü mevduat yetersiz. Bu bankacılık sistemini dışa bağımlı hale getiriyor, tüm sistem kur riskine maruz kalıyor. Hazine olarak borçlanmada sıkıntımız yok. Biz atıl kaynağı ekonomiye kazandırmak, tasarruf havuzunu büyütmek, kaynakları çeşitlendirmek istiyoruz" diye konuştu.

Bu kapsamda sadece altın ithalatı ve ihracatı arasındaki farka dayalı bir hesaplama bulunduğunu anlatan Şimşek, yaklaşık 100 milyar dolar değerinde, 2 bin 200 ton atıl altın kaynağı bulunduğunu söyledi.

Vatandaşın, "yastık altı" altınlarını Hazine garantisinde Ziraat Bankası'na teslim edebileceğine işaret eden Şimşek, şunları kaydetti: 

"Ziraat Bankası'ndaki eksperler bakacaklar, kaç ayar, değeri ne? Teslim ettiğinizde karşılığında faiz istemiyorsanız altına dayalı bir kira sertifikası, kar-zarar hesabı gibi bir şey olacak. Faiz konusunda hassasiyetiniz yoksa altına dayalı tahvil vereceğiz. Bu tahvilin reel getirisi yüzde 2,4. Bu getiri otomatik olarak hesabınıza yatacak. Altınınıza ihtiyacınız olursa altına dayalı tahvil hesabınızdan altınınızı geri de alabileceksiniz. Ufak tefek bir masraf söz konusu ama onun dışında likidite olacak. Muhatabınız devlet. Ziraat Bankası bugün Türkiye'nin en büyük bankası ve yüzde 100 devletin bankası. Tasarruf havuzumuz büyüyecek, dışa bağımlılık azalacak. Özellikle Merkez Bankası rezervleri artacak. Bu da Türkiye'yi güçlendirecek, şoklara karşı direncimiz artacak. Hazine olarak biz bu maliyete katlanıyoruz. Eksperler, altının külçeye dönüştürülmesi, altın rafinerileri gibi birçok masrafa da katlanıyoruz. Faizi düşürmenin başka yolu yok."
Mehmet Şimşek'e yöneltilen sorular ve alınan cevaplar şöyle;
Yeni Orta Vadeli Programı (OVP) açıkladınız. Temel hedefi, ekonomide istikrarı sürdürmek ve sizin ifadenizle; "Türkiye'ye sınıf atlatacak" bir plan. Bu programın özelliği veya farkı ne öncekilere göre?

OVP'nin amacı yüksek büyüme ile yüksek istihdam adil gelir dağılımı yani ülkemizin refahını artırmak temel amaç bu. Oturduk hazirandan sonra Kalkınma Maliye bakanımızın büyük katkıları var özellikle Kalkınma Bakanlığımız OVP metninin hazırlanmasından sorumlu. Özellikle önümüzdeki 1 yıl içerisinde hangi reformları yapabiliriz önceliklerimizi hedefe aldık. Bir temenni metni temenni listesi değil. Oldukça somut ve ben gerçekçi olduğuna inanıyorum. Tabii ki belirsizlikler var. Metni sunduktan hemen sonra Irak'taki referandum konusu ortaya çıktı. Elimizden geldiğince gerçekçi. Altını doldurduk güçlendirdik. Aslında bir vizyon var. Türkiye nerelere ağırlık vermeli bunlar da var.
Kamu gelirlerinin kalitesini artırma amacı giderler ayağında da kamunun tasarruf planı dikkat çekiyor. Neler yapılacak bu amaca yönelik, kamu gelirlerine yönelik hamleler hangi alanlardan gelecek, tasarruf kalemleri neler olacak?

Kamu gelirlerine yönelik olarak esaslı birkaç reform inisiyatifi alacağız. Gelir vergisi reformu şu anda tekrar gözden geçirildi. Metin revize edildi önümüzdeki yılın ilk yarısında bu hayata geçer. Gelirleri kalıcı olarak yukarı çekeceğiz. Reel olarak cari harcamalar düşecek. Araç kiralama ve satın alma yeni bina yapılması veya kiralama konusunda çok net tavır olacak. İstisnai olaylar hariç izin verilmeyecek. Kastın binek araçlar bugüne kadar ne ile idare ettiyseler onunla idare etmeye çalışacaklar. Kamuda tasarruf dönemi çok güçlü tasarruf dönemi. Yatırımda da önceliklendirme gerekirse kaynakları bir yerden bir yere aktarma konusu. Kamuda tasarruf önceliklendirme gelirlerin kalitesini artırma noktasında çok güçlü çaba var.
Gelir artırıcı tedbirler başlığında bir haftadır Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) düzenlemesini konuşuyoruz. Şunu sorayım; binek araçlar için 2018'e yönelik öngörülen yüzde 40 artış değişecek açıklandı ama yeni oran konusunda bir eğilim belli oldu mu ekonomi yönetiminde?

İnanıyorum ki kısa süre içerisinde nasıl bir düzenleme olacak bu açıklanacak. Hiçbir hükümet durup dururken vergileri artırmaz. Önümüzdeki sene sadece savunma harcamalarımız Milli Savunma Bakanlığı'na aktarılacak terörle mücadele için muhtemelen 17-18 milyar liralık ilave bir harcama yapacak. İki seçeneğimiz var ya daha çok borçlanacağız biz bir tercih yaptık kamu ilave harcamalarını sağlıklı vergi gelirleriyle yapalım dedik. MTV'den gelecek gelir 2 milyar civarı. Bize hesap sorulacak ve biz de hesabını vereceğiz. Bizim petrol gelirimiz yok milletten topladığımızı millete hizmet olarak yatırım olarak sunuyoruz. İlave silah sistemleri gündemde.
Gelir artırıcı kalemler başlığında yeni orta vadeli programla gündeme gelen önemli bir adım var; altın tahvili. Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan da vatandaşlara çağrıyla altın tahvilinin önemine dikkat çekti. Nasıl bir tespitle altın tahvili uygulaması geliştirildi ve ne bekliyorsunuz?

İlgi yoğun. İlk gün yaklaşık 15 milyon lira civarında talep geldi. Ülkemizde çok ciddi bir atıl tasarruf var. Bankacılık sisteminde olmadığı için bu kasada evde köşede bir yerde duruyor. Türkiye gidiyor dışarıdan borçlanıyor. Hazine olarak borçlanmada sıkıntımız yok derdimiz bu atıl kaynağı ekonomiye kazandırmak tasarruf havuzunu büyütmek. Var olan bir kaynağı sisteme getirmek.
Ne kadardır toplam rakam?
2 bin 200 ton civarı o da yaklaşık 100 milyar dolar civarında atıl muhtemelen çok daha fazladır. Altını da sisteme sokmamız lazım. Gelin diyoruz devletin güvencesinde hazine garanti verecek altınlarınızı Ziraat Bankası'na götüreceksiniz bakacaklar değeri ne onu teslim edeceksiniz faiz istemiyorsanız altına dayalı kira sertifikası faiz konusunda hassasiyetiniz yoksa altına dayalı tahvil vereceğiz. Yüzde 2.4 reel getirisi var. Devlet onun üzerine size ilave yüzde 2.5'a yakın getiri verecek. Altınınıza ihtiyacınız oldu lütfen altımını geri istiyorum dersiniz. Orada ufak tefek masraf olacak ama muhatabımız devlet. Tasarruf havuzumuz büyüyecek. Faizi düşürmenin başka yolu yok. Bizim tasarruf imkanlarımızı büyütmemiz lazım. Tasarrufları artırmamız lazım. Dışarıdan tasarrufları kalıcı olarak Türkiye'ye çekmek lazım. Sıcak para bugün gelir yarın gider. Cumhurbaşkanımız haklı olarak 'Faizler yüksek' diyor. Çünkü bizim fon talebimiz yüksek.
Enflasyon eylül sonu itibarıyla yüzde 11.2 oldu yıllık TÜFE. Çekirdek enflasyon yüzde 10.89 ile 13.5 yılın en yükseği. Yıl sonunda yüzde 9.5'luk tek hane hedefinin tutmayacağı yorumları yapıyor bazı piyasa unsurları. Katılır mısınız?

Para politikası geçen seninin son çeyreğinden itibaren gereken sıkılaştırmaya gitti. Geçen sene kur şokları yedik. Kur nispeten istikrara kavuştu. Gıda fiyatları hem yüksek hem de çok oynak. Para politikasında sıkı duruşu devam ettireceğiz. Gerek arz zincirinde yaş meyve sebzede tedbirler girmeye başladı. Yaptığımız analize göre 10'un biraz altına iniyor. Baz etkisi aleyhimize beklentiler biraz bozulmuş durumda. Önüzdeki senin ilk çeyreğinde enflasyon tek haneye düşmüş olacak.
2017 ve OVP süresince yani dört yıl boyunca Türkiye ekonomisi yüzde 5.5 büyüyecek. Hedef bu. Bölgemizdeki gelişmeler de dikkate alındığında bu hedefi gerçekçi kılan imkanlar ve tehlikeye atan riskleri konuşursak ne söylersiniz?

Bu sene 5.5 makul bir rakam. Kapasite kullanım oranı neredeyse yüzde 80'e dayandı. Türkiye'de siyasi belirsizlik azaldı tabii ki yatırımlar da artacak. İstihdam iç talebi destekliyor dış talep zaten güçlü. Biz bu büyüme rakamlarına inanıyoruz. Son 15 yılda 5.6 büyüdük.
Bireysel emeklilikte (BES) değişiklik çalışmalarını önceki yayınlarımızda konuştuk. Netleşen bir düzenleme var mı bireysel emeklilikte yenilik anlamında?

2 temel unsuru var biri gönüllü diğeri otomatik katılım. İlave düzenlemeler otomatik katılıma ilişkin. Rakamlar kötü değil. Gönüllü BES'te 6 milyonun üzerinde katılım var. Otomatik katılım 3 milyonun üzerine çıktı. Sistem 2013'te şaha kalktı.
Taşeron düzenlemesi. Sayın Başbakan, ''Yıl sonuna kadar bitecek" açıklaması yaptı. Nasıl bir model öngörülüyor? Taşeron işçilerin kamuyla bağı nasıl bir modelle kurulacak?

Kamu ile zaten dolaylı bir bağ söz konusu. Bu yöndeki çalışmalar net olarak bu sene tamamlanacak.Bu konu çok net Başbakanımızın talimatı çok net. Detaylarına girmek istemiyorum. Kamuya hizmet veren kardeşlerimiz rahat olsun.
Torba yasa tasarısında Merkez Bankası'yla ilgili düzenlemeler de var. Merkez Bankası, gerçek ve tüzel kişilerden bilgi isteme yetkisiyle donatılıyor. Gerekçesinde, bankalar ve mali kuruluşların yanısıra reel sektörden de bilgi toplama ihtiyacına değiniliyor. Neden yapılıyor bu düzenleme, ne sağlayacak?

Türkiye'nin şu anda karşı karşıya olduğu en büyük kırılganlık konusu finans dışı şirketlerimin açık döviz pozisyonuydu. Şirketlerimiz bu kaynağı getirirken senin gelirin lira sen lira borçlan. Öyle şirketler var ki hiç ticarete konu olmayan alanlarda yatırım yapmak için dışarıdan borçlanıyor. Kur riskine karşı gideceksin kendini korumaya alacaksın.

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!