En güzel başardığımız şey ise, bizden durumu daha kötü olan takımlara karşı iyi niyetli olmamız. Tıpkı ligin son sırasında yer alan Adanaspor’a bu hafta bir puanı hediye etmek gibi… Oyunun ilk yarısına baktığımızda zaten Adana ekibine o bir puan helal olsun diyoruz. Çünkü ilk yarıda hiç bir etki gösteremedik. Rakip son sırada diye hafife aldık da, ortaya koyduğu oyunu görünce şaşırdık diye mi böyle oldu, yoksa son 3 maçın yorgunluğu mu bilemiyorum. Ama ilk yarının sonunda gelen güzel golle beraberlik elde ederek soyunma odasına girmemiz ve sanırım devre arasındaki taktikler ikinci devrenin başında işe yaradı. Maça tempo kazandırdık, heyecanı yükselttik, gol için iyi savaş verildi ve öne geçen golü de Robin Yalçın ile çok güzel bulduk. Sonrası yine malum şeyler. Haliyle elbette skoru korumak adına maçın sonlarına doğru tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Ama bu tedbiri sadece saha içindeki futbolcu almayacak. Yan tarafta oyunu daha iyi gözlemleyebilen Hoca da son hamlelerini doğru yerlerde ve zamanında kullanacak. Kaçırdığımız üzücü bir 2 puanın ardından yine klasik bir şekilde “bireysel hatalara” sığınmamalıyız. Zaten genç bir takımdan, hele de geliştirilen futbolculardan fazla da bir şey beklememeliyiz. Geçtiğimiz günlerde yazdığım yazımın başlığı “İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına” şeklindeydi. Çok güzel bir atasözüdür. Futbol hatalar oyunudur. Birileri hata yapacak ki mağlup olan, puan kaybeden taraflar olsun. Aynı zamanda futbol bahaneler oyunudur. Çünkü her mağlubiyette, mutlaka uydurulacak bir kılıf vardır. Çok az Teknik Hoca mağlubiyette kendine pay çıkartır. Ben de Sevgili Hikmet Hoca’dan bazen kendine pay çıkartmasını bekliyorum. Mesela klasik bu bireysel hatalarda, bazen isim de veriyor ama kendi payına ne tür yanlışlar yaptığını paylaşmıyor. Adanaspor maçında kaçan 2 puanda kendi adına düşen bir pay yok mu? “Ufak dalgınlık” kendisi de yaşamadı mı acaba? Mesela oyuncu değişikliklerinde… 2-1 önde olduktan sonra baskı yediğimizde eğer Hikmet Hoca doğru zamanda doğru hamleler yaparak değişikliğe gitseydi yine de o golü yer miydik? Yedikten sonra da oyuna Patrick’i sürmek, olmayacak duaya “amin” demek gibi bir şey oldu. Evet maalesef ufak tefek hatalar yapılıyor. Ama artık bunların bahane olmaktan çıkartılması da gerekiyor. Çünkü “bireysel hatalar” altına sığındıkça, “Genç takımız, futbolcu geliştiriyoruz”cümlelerinin anlamı kalmıyor. Öyle bakınca Teknik kadronun da kendisini geliştirmesi gerektiğini düşünüyoruz ister istemez. Sonuçta eldeki malzemeyi iyi analiz ettikten sonra ona nasıl şekil verileceğini, ya da sunumun nerede, nasıl yapılacağını bilmek teknik ekibin işi. Sen malzemeni doğru zamanda, doğru şekilde kullanmaya kalkmıyorsan, ortaya çıkan sonucun da bahanesini üretmemek gerekiyor. Adanaspor maçında ilk yarı için olmasa da ikinci yarı için yine de teşekkür ediyorum. Geriye düştüğümüz bir maçta beraberliği yakalayıp öne geçtikten sonra maçın bitimine kısa bir süre kala puan kaybetmiş olmak her ne kadar üzücü de olsa, herkesin doğru işler yapmaya başladığı andan sonra bu tip üzücü durumlara düşmeyeceğimize inanıyorum. Milli maç arasında sonra başlayacak olan 3 maçlık zorlu seride en kötü birer puanla sahadan ayrılabilmek dileğiyle…