Advert
Advert
Advert

Özel hastanelerin acil servislerinde para ödemeyin!

Sağlık Bakanlığı Başmüfettişi olan Rizeli Erkan Hacıfazlıoğlu, yaptığı açıklama ile vatandaşlara "Özel hastanelerin acil servislerinde para ödemeyin" uyarısında bulundu.

Özel hastanelerin acil servislerinde para ödemeyin!
Özel hastanelerin acil servislerinde para ödemeyin! admin

Sağlık Bakanlığı Başmüfettişi Erkan Hacıfazlıoğlu, özellikle Özel Hastanelerin acil servislerine başvuran hastalardan fark ücret talep edildiği durumların yaşandığını belirterek, Özel sağlık kuruluşları ve devlet hastanelerinin acil servisindeki “Acil Hal” kavramını, bu kapsamdaki hastadan fark ücret alınıp alınamayacağını ve fark ücret alınan hastaların neler yapması gerektiğini anlattı.

”Acil Hal” kavramı ne demektir?

Öncelikle “acil hal” ya da “acil hasta” demek, acil servise müracaat etmiş hasta demek değildir. Acil hasta mevzuatta şu şekilde tanımlanmıştır.

Sağlık uygulama Tebliği’nin 3.1.3.b.1. başlığında acil hal: “ani gelişen hastalık, kaza yaralanma, ve benzeri durumlarda olayın meydana gelmesini takip eden ilk 24 saat içinde tıbbi müdahale gerektiren durumlar ile ivedilikle tıbbi müdahale yapılmadığı veya başka bir sağlık kuruluşuna nakli halinde hayatın ve/veya sağlık bütünlüğünün kaybedilme riskinin doğacağı kabul edilen durumlardır. Bu nedenle sağlanan sağlık hizmetleri acil sağlık hizmeti olarak kabul edilir” olarak tanımlanmıştır.

Yine Başbakanlığın 2010/16 sayılı Genelgesinde “acil hal”; “Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde belirtildiği şekliyle acil hal;ani gelişen hastalık, kaza yaralanma ve benzeri durumlarda olayın meydana gelmesini takip eden ilk 24 saat içinde tıbbi müdahale gerektiren haller ile ivedilikle tıbbi müdahale yapılmadığında veya başka bir sağlık kuruluşuna nakli halinde hayatın ve/veya sağlık bütünlüğünün kaybedilme riskinin doğacağı kabul edilen durumlardır. Bu nedenle sağlanan sağlık hizmetleri acil sağlık hizmeti olarak kabul edilmektedir. Acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü kamu ve özel tüm sağlık kuruluşları, durumu bu tanıma uyan hastaların sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücü bulunup bulunmadığına veya tedavi masraflarının nasıl karşılanacağına bakmaksızın acil hastaları kabul edecek ve gerekli tıbbi müdahaleyi yapacaktır” olarak tanımlanmıştır.

Sağlık Bakanlığı genelgesi ne diyor?

Yine Sağlık Bakanlığının çıkardığı 2013/17 sayılı Genelgede, acil sağlık halleri; “ani gelişen hastalık, kaza, yaralanma ve benzeri durumlarda olayın meydana gelmesini takip eden ilk 24 saat içinde tıbbi müdahale gerektiren haller” olarak tanımlanmıştır. Bu üç tanımda birbirlerine çok yakın anlamlar içermektedir. Yine bu Genelgeye göre; acil servise başvuran hastadan acil müdahale yapıldıktan sonra ilave ücret alınabilmesi için acil halin sona erdiğine ve müteakip işlemlerin ilave ücrete tabi olduğuna ilişkin hastaya/hasta yakınına Sağlık Uygulama Tebliği eki “Acil Halin Sona Ermesine İlişkin Bilgilendirme Formu” (EK-l/D) kullanılarak, yazılı bilginin imza karşılığı verilmesi zorunludur. Acil sağlık hizmetlerinin aksaklığa meydan vermeyecek şekilde, hızlı ve etkili sunulması ve hasta mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla, acil servise yapılan başvurular neticesinde “Acil Halin Sona Ermesine İlişkin Bilgilendirme Formu” (EK-l/D) imzalatılan hasta ve/veya yakınlarına; Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin “1.9.3-İIave Ücret Alınmayacak Sağlık Hizmetleri” başlıklı maddesindeki sağlık hizmetleri ile “1.9.1 - İlave ücret alınması” başlıklı maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendi doğrultusunda alabilecekleri ilave ücret oranına ilişkin ayrıntılı bilgilendirmenin yapılması gerekmektedir.

“Acil Hal” kavramı her ne kadar mevzuatta tanımlanmış olsa da her acil hal durumu kendi içinde değerlendirilir ve buna göre acil hal olup olmadığına karar verilir. Örneğin bir trafik kazası, hayati tehlikesi bulunan yaralanma, kalp krizi gibi haller tartışmaya mahal vermeyecek nitelikte acil haldır. Ancak, bir hafta sonu grip olduğunu bilerek özel bir hastanenin aciline başvuran bir hasta için “acil hal” durumu olmayacağı açıktır. Bu nedenle mevzuatta hüküm altına alınmış şekliyle “24 saat içinde tıbbi müdahale gerektiren” halleri acil hal olarak değerlendirebiliriz.

Özel Hastaneler Hangi Tedavilerden Ücret Talep Edemez?

Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin “1.9.3-İIave Ücret Alınmayacak Sağlık Hizmetleri” başlıklı maddesinde bunlar;

“Yeşil alan muayenesi” adı altında Kuruma fatura edilebilen sağlık hizmetleri hariç olmak üzere, acil haller nedeniyle sunulan sağlık hizmetleri; Yoğun bakım hizmetleri, Yanık tedavisi hizmetleri, Kanser tedavisi (radyoterapi, kemoterapi, radyo izotop tedavileri), Yenidoğana verilen sağlık hizmetleri, Organ, doku ve hücre nakilleri, Doğumsal anomaliler için yapılan cerrahi işlemlere yönelik sağlık hizmetleri, Diyaliz tedavileri ve Kardiyovasküler cerrahi işlemleri için (öğretim üyesi tarafından SUT’un 4.1.1 numaralı maddesi kapsamında verilen sağlık hizmetleri hariç), otelcilik hizmetleri dahil olmak herhangi bir ilave ücret alınamaz. Ancak yoğun bakım hizmetleri kapsamında sayılan işlemlerden hiçbir şekilde ilave ücret alınamaz.

Bu 8 maddeden de anlaşılacağı üzere hasta özel hastanede yoğun bakım hizmeti, yanık tedavi hizmeti, kanser tedavisi, yenidoğan hizmetleri, organ, doku ve hücre nakilleri, diyaliz tedavileri, kardiyovasküler cerrahi işlemler ile ilgili özel hastanelerden alınan hizmetler karşılığı fark ücret ödenmez. Bu durumda olup da fark ücret talep edilen hastalarda şikayette bulunması gerekmektedir.

“Acil Hal” kapsamındaki hastadan fark ücret alınabilir mi? Fark ücret alındıysa ne yapılmalıdır?

Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerine göre acil hal kapsamında olan bir hasta acile başvurduktan sonra acil müdahalesi yapılıp stabil duruma getirilmiş ise acil hal durumu bu hasta için sona ermiş olur. Bu acil hal durumu sona erdikten sonra hastaya bundan sonraki müdahalelerin ücrete tabi olduğu yönünde bilgi verilip onayı alındıktan sonra yapılan tetkik ve tedaviler acil hal kapsamı dışında tutulur.

Eğer bir hasta “acil hal” kapsamında yani bir trafik kazası sonucu özel bir hastaneye kaldırılırsa burada yapılan tüm acil müdahalelerden hiçbir ücret alınmaması gerekir. Eğer bu hastadan fark ücret adı altında bir ücret alınırsa bu kişi bundan sonra yasal haklarını kullanarak kendinden alınan ücreti geri alır ve bu özel sağlık kuruluşu ile ilgili kapatmaya kadar giden bir dizi yaptırımlar uygulanabilir. Ancak bunun için fark ücret alınan hastanın bunu kanıtlaması gerekmektedir. Bu durumun en kanıtlayıcı belgesi de fiş, makbuz ya da fatura alınmasıdır. Şikayetçi, fark ücret alındığına dair belgeyi şikayet dilekçesinin ekine koyarak bulunduğu ildeki İl Sağlık Müdürlüğüne müracaat etmelidir. Bu müracaat sonrasında “acil hal” olduğu halde hastadan fark ücret alan özel sağlık kuruluşu hastaya almış olduğu fark ücreti geri vermek zorunda kalır. Ayrıca bu özel sağlık kuruluşu ile ilgili olarak kapatmaya kadar giden idari yaptırımlar uygulanır.

Şikayet mekanizması devreye sokulmalı

Sonuç olarak; Acil hasta demek acil servise müracaat etmiş hasta demek değildir. Acil hasta mevzuatta kısaca; hayati tehlikesi bulunan hasta olarak tanımlanmıştır. Eğer acil hasta olarak bir özel hastanenin aciline başvurduğunuzda bu özel hastane sizden fark ücret alırsa şikayet mekanizmasını devreye sokmanız gerekmektedir. Bu durumda yukarıda da ifade ettiğim gibi özel hastanenin kapatılmasına kadar giden idari yaptırımlar vardır. Bir özel hastanenin kapatılmayla karşı karşıya kalması bu özel hastane için çok büyük bir prestij kaybıdır. Bu yaptırımla hiçbir özel sağlık kuruluşu karşı karşıya kalmak istemez. Bu nedenle acil hal kapsamında bulunan hastalardan fark ücreti talep edildiğinde mutlaka ve mutlaka bunun karşılığında yapılan işlemleri ayrıntılı gösteren makbuz talep edilmeli ve bu makbuzla “sizleri şikayet edeceğim” diye söylenmelidir. Bu durumda hiçbir sağlık kuruluşu bu fark ücreti almaya kalkışmaz. Çünkü bunun yaptırımının ne olduğunu sizlerden çok daha iyi bilmektedirler. Sadece yapılan işlemleri ayrıntılı gösteren makbuz talep edip sizleri şikayet edeceğim deyince bile sizlerden para almaktan vazgeçeceklerdir. Unutmayalım ki; özel hastanelerin haksız bir biçimde fark ücreti almasını ancak ve ancak hakkımızı arayarak önleyebiliriz...

ERKAN HACIFAZLIOĞLU KİMDİR?

Rize de doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini Rize'de tamamladı. 1998 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldu. Aynı üniversitede Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Anabilim Dalında yüksek lisans yaptı ve doktora çalışmasında bulundu. Şu an Sağlık Bakanlığında Başmüfettiş olarak görev yapmaktadır.

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!