Advert
Advert
Advert

Merkel, Ermeni oylamasına girmedi ama...

Alman parlamentosunun aldığı sözde kararla aziz milletimizin tertemiz aynasında kendi fotoğraflarının yansımasını oyladıklarını düşünüyor, başta bu karara iştirak eden Türk kökenli milletvekilleri olmak üzere kararı alan tüm parlamenterleri esefle kınayarak duygularımı yazmak istiyorum.

Merkel, Ermeni oylamasına girmedi ama...
Merkel, Ermeni oylamasına girmedi ama... admin

Aynı şekilde Alman Federal Meclisinin, "sözde Ermeni soykırımı"nı tanıyan karar tasarısını oybirliğiyle kabul etmesinin ardından AKP, CHP ve MHP birlikte kararı kınayan ortak metne imza atarken, oturuma dahi katılmayan meclisteki dördüncü partiyi ve de hesap kitapla “hepimiz Ermeniyiz” diyenlerimizi de şiddetle kınıyorum.

Meclis Başkanı Norbert Lammert’in, “Parlamento, tarihçiler komisyonu değil. Mahkeme hiç değil. Ama hoş olmayan soruları ve cevapları da göz ardı edemez. Hele bir de Ermeni ve öteki Hıristiyan azınlıklara 100 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu’nda işlenen soykırımda Alman İmparatorluğu’nun da suçu varsa, hiç gözardı edemez.” diyerek açtığı tarihe kara leke olarak düşen oturumda 631 üyeli Alman Parlamentosundan tasarıya karşı sadece 1 hayır, 1 de çekimser oy çıktı.

CDU’dan Ekonomi ve Mali Komisyon üyesi Bettina Kudla, “Başka ülkelerde meydana gelen tarihi olayları değerlendirmek Federal Meclis’in görevi değildir. Meclis’e sunulan önergede kaynak olarak, tarihçilerden bunun soykırım olduğunu gösteren bir değerlendirme yok” diyerek  ‘hayır’, yine CDU’dan Ulaştırma Komisyonu üyesi Oliver Wittke ‘çekimser’ oy kullandı.

Acı olan tasarının mimarının Yeşiller adına Cem Özdemir isimli Türk kökenli parlamenter olması ve Alman parlamentosundaki 11 Türkiye kökenli milletvekilinden oylamaya katılmayan SPD’li milletvekilleri Gülistan Yüksel ve Mahmut Özdemir dışındakilerin de tasarı lehine oy vermiş olması. Tasarıya Alman kabinesinde Türkiye’den tek bakan olan Aydan Özoğuz da destek verirken oturuma Başbakan Angela Merkel, Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ve Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier dahil birçok bakanın katılmamasını da ince hesap olarak görüyorum.

Oylamayı izleyen İstanbullu Ermenilerden bazılarının “Başbakan ve bakanların gelmemesi, tasarının yarı kalple kabul edildiği anlamına geliri” şeklindeki beyanlarına rağmen.

Oylama öncesi yapılan tartışmada ve sonrasında konuşmacılar, kendilerini konuşmaya salahiyetli görenler, “100 yıl önce yaşanan olaylardan bugünkü Türkiye ve Türk hükümetinin sorumlu olmadığını vurguluyor!” olsalar da Almanya, Türkiye'nin hükümet çevresinden ibaret olmadığını, milli dinamiklerinin güçlü olduğunu bilecek kadar akıllıdır. Siyasi kararlarını duygusal baskılar ile almaz gibi gözükseler de bir den çok amacı güderek rahatlıkla bu tarz baskı altında tutucu adımları atabiliyorlar. Öyle yada böyle alınan bu kararın bizleri bağlayan bir tarafı olmasa da bizleri, milletimizi derinden yaralamıştır. Bu yaranın derinliği de milyonlarca Türk seçmeni olan ve yakın gördüğümüz bir ülkede alınıyor olması, ihanetin önderliğini de Alman parlamentosunda kökeninin Türk olduğu bilinen Cem Özdemir isimli şahısça yapılmasıdır.

Berlin Türk Cemaati (TGB) derneği başkanı Bekir Yılmaz, her ne kadar, "Almanya'da yaşayan Türkler uzun yıllardır Alman toplumunun bir parçası olmalarına rağmen tutarsız ve bir yere varmayan uyum tartışmalarıyla incitilmiştir. Şimdi de tarihin ele alması gereken bir konuda, siyaset yargıya varmaya çalışıyor. Bu, Almanya'daki Türkler arasında ciddi bir duygusal kırılma yaratacak ve Alman toplumuna duyulan güveni sarsacak" diyorsa da bunu rahat algılayabilecek Merkel Almanya’sı demek ki önemsemiyor, ciddiye almıyor hatta yaklaşan seçimlerde Türkiye karşıtlığıyla daha çok oy alabileceğini düşünüyor ki, tarihçilerin ele alması gereken hassas konuyu rahatlıkla kaşıyabiliyor.

Üstelik sözde soykırım tasarısına en büyük destek Türk seçmenin ağırlıklı oy verdiği bilinen Yeşiller ve SPD'den geldiğini göz önüne alırsak, bunun Türk toplumu üzerinde hayal kırıklığı yaratmasından, bu partilere cevabı gelecek seçimlerde Türk seçmenin en sert biçimde cevabi verebileceğinden endişeleri olmadığı sonucunu da çıkarıyoruz.

Alman Parlamentosunun veya başka ülke parlamentolarının tek bir belge dahi ortaya koymadan ve hiçbir yetkisi olmadan, 1915 Ermeni tehcirini, “soykırım” diye kabul etmesi, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunun çözümüne katkı vermek bir yana aksine süreci zorlaştırır da. Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermenilerle yaşananlar (ki, tek taraflı değil) üçüncü ülke parlamentoları tarafından değil Türkiye ve Ermenistan arasındaki diyalog ile ancak çözümlenebilir.

Üstelik milletimize soykırım yakıştırmasının kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi ilgisiz, yetkisiz parlamentolarda yapılan suçlamalarla bir millet de yargılanamaz. Bunu Alman veya diğer ülke siyasilere de göstermemiz için Türk siyasilerinin ve toplumumuzun bu davaya bilinçli şekilde sahip çıkması gerekiyor. (Kişisel olarak en basitinden 2001’de ABD iken bir çok platformda Türkiye’nin görüşünü ve gerçekleri anlatan videolar paylaştım)

Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus ve Fransızların desteği ile zulüm işleyeme başlayan Ermeni çeteleri nedeniyle alınan zorunlu göç kararı sebebiyle sadece Ermeniler değil, acının daha fazlasını o dönemde Müslüman Türkler de yaşadı.

Bıkmadan, usanmadan bizde tezlerimizi geliştirip yaymalıyız. Teslim olmamalıyız her şeye rağmen.

TASARI KISACA NE DİYOR?

“Ermeni ve öteki Hıristiyan azınlıklara 101 yıl önce uygulanan soykırımı anma ve hatırlama” başlığını taşıyan 5 sayfalık tasarı şöyle başlıyor: “Alman Parlamentosu, Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni ve öteki Hıristiyan azınlıklara karşı 100 yılı aşkın bir süre önce başlayan tehcir ve katliamın kurbanlarının anısı önünde saygıyla eğiliyor. Dönemin Jön Türkler iktidarının talimatıyla 24 Nisan 1915’te Osmanlı Konstantinopolis’inde 1 milyonu aşkın etnik Ermeni’nin sistematik tehciri ve kıyımı başladı. Onların kaderi 20’nci yüzyılda yaşanan korkunç kitlesel kıyımların, etnik temizliklerin, tehcirlerin ve hatta soykırımların bir örneği.”

Almanya’nın sorumluluğu da “Alman Parlamentosu Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri müttefiki Alman İmparatorluğu’nun yüz kızartıcı rolünden dolayı üzüntü duyuyor. Alman İmparatorluğu diplomatlarının ve misyonerlerin Ermenilerin organize tehciri ve kıyımı üzerine gönderdikleri çok açık bilgilere rağmen, bu insanlık suçunu durdurmayı denemiyor” şeklinde yer alıyor.

Tasarının hukuki bir tarafı yok ama ders kitaplarında “soykırım” olarak yer alacak olması en belirgin sonuçlarından biri olacak.

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!