Advert
Advert
Advert

Şapkadan Suriye çıktı

Gündemimiz en az ülkemiz kadar hızlı değişiyor. Aslında yaşanan her değişim bizi 'Asıl Gündem'imize biraz daha yaklaştırıyor.

Şapkadan Suriye çıktı
Şapkadan Suriye çıktı admin

Hep olduğu gibi her kafadan bir ses çıkarken yine kafalar karıştırılıyor...

Bu defa kafaları karıştıran konu Ankara'da geçtiğimiz günlerde yaşanan halef-selef buluşması.

11. Cumhurbaşkanı ve AK Parti'nin kurucularından Abdullah Gül, 12.Cumhurbaşkanı ve hali hazırdaki Cumhurbaşkanımız ve yine AK Parti'nin 'Lider'i Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya geldi.

Toplantı önceki günlerde Bülent Arınç'ın yaptığı açıklamalar doğrultusunda, AK Parti'nin iç meselelerinin konuşulduğu bir toplantı gibi düşünülse de aslında ülkenin geleceği masaya yatırılmıştı. İddialara göre Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül'ü Suriye'ye girmek konusunda ikna etmek üzere toplantıya çağırmıştı. Ve sanırım ikna etmişti de. Sonuçta AK Parti ve dolayısıyla da ülke içerisinde ağırlığı oldukça fazla olan Abdullah Gül ve Bülent Arınç ikna edilmeden böylesi önemli bir karara imza atılamazdı.

Eğer görüşme gerçekten Cumhurbaşkanımız açısından olumlu geçtiyse sormak gerekir: Neden ısrarla Suriye'ye girmek istiyorlar?

Mantık şu: Nasılsa Batı Suriye'ye girecek Türkiye de Batıyla beraber olsun ki Ortadoğu'da söz sahibi olalım.

Gaye elbette ki güzel. Ama bana sorarsanız izlenen yol hatalı.

Şerif Hüseyin'e de "Büyük Arabistan" vaat edilmişti. Sonucunda Osmanlı yıkıldı.

Özal'a da Musul ve Kerkük vaat edilmişti. Sonuç ortada.

Farz edelim ki Türkiye bu halis niyetle; İran, İsrail, İngiltere ve Rusya'ya rağmen bölgeye girdi. Osmanlı Devleti misali "Kaybettiğimiz toprakları geri alacağız" edasıyla girip kolunu bacağını kırmadan bölgeden nasıl çıkacak? Bugün Suriye'ye girmek konusunda arkamızda(!) olan ABD yarın da arkamızda duracak mı? Ya da ABD'nin desteği yetecek mi?

Genişlemek ve söz sahibi olmak uğruna bir Müslüman ülkeye, üstelik de batılı güçlerle girip onların pastasından pay alabilecek miyiz? Veya batılı güçlerle ittifak halinde bir Müslüman ülke üzerinden emeller edinmek ne kadar doğru?

Bizce Ortadoğu'da var olduğunu ilan etmek isteyen bir Türkiye, önce "Ortadoğulu" olmalı ve bölgeden yabancı unsurların temizlenmesine yardımcı olup bölgedeki fitnenin ortadan kalması için arabuluculuk görevini üstlenmelidir.

Bütün bu sorular ve öneriler bir yana dursun bir de tersini düşünelim:

Tarih köklerinin ortaklığı ve son dönemdeki başarılı istihbarat çalışmalarıyla bölgede önemli söz sahibi olan Türkiye, yoksa Suriye'ye girişinin ve sonrasının zeminini ve neticesini çoktan hazırladı mı?

Özal'dan dersini alıp arkasında duran duvarın "Seçici Geçirgen" olduğunu artık öğrendi ve kendi duvarını ördü mü?

Yoksa Türkiye, pastadan pay almak yerine pastayı kendi buzluğuna koymaya hazır mı?

Şimdilik hayal gibi görünüyor, ama inşallah yanılırız.
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!