Mersin takımı ile geçen sezon ligde oynanan 2 karşılaşmadan da puan alamamıştık. Deplasmanda 2-0 mağlup olduğumuz Mersin ekibine evimizde 4-0 mağlup olmuştuk. Mersin’i en son 1. Lig’de mücadele ettiğimiz 2010-2011 sezonunda evimizde 3-0 mağlup etmişiz, ama aynı sezon deplasmanda yine 3-0 mağlup olmuşuz.
Bunlar tabii geçmişten hatırlatmalar, gelelim günümüze…
Şimdi maçın hem hakem boyutu var, hem de oyun ve oyuncu boyutu var. Öncelikle Hakem İlker Meral konusuna değinecek olursam; bariz iki tane vermediği karar var. Bunlardan bir tanesi belki de penaltı yapmamıza engel olacaktı, diğeri ise bize bir penaltı kazandırarak gol atmamıza sebep olacaktı. Ama sonucu değiştirecek miydi? Bence hayır.
İşte bu noktada oyun ve oyuncu konusuna geçecek olursam; bir kere bu maçta sahada yine ruhu olmayan, isteksiz görünen bir Rizespor vardı. Kafalar sanki başka yerlerde, halbuki size ne oluyor. Paranızı alamama derdiniz yok. Ödemeleriniz tıkır tıkır yatıyor hesaplarınıza. Oysa aylardır para alamayan bir rakip var karşınızda. Ama buna rağmen yüreklerini ortaya koyarak oynadılar.
Sanırım bizimkiler rakibi fazla hafife aldı. “Nasıl olsa ligin dibine demir atmış, gelen vuruyor, giden vuruyor. Biz ki Galatasaray’ı 4-3 mağlup etmişiz, Mersin’i mi geçemeyeceğiz” mantığıyla sahaya çıkarsanız alacağınız sonuç da bu olur. Penaltıdan yenilen gol, topların direkten dönüşü falan derken gittikçe demoralize olmuş şekilde oynadıysalar orasını bilemem.
Ama ortada öyle bir görüntü de yoktu. Yine bir iki kişinin bireysel çabaları vardı görünen, onun dışında ise isteksiz bir oyun. Bu sezon transfer edilen futbolcular etkisiz eleman olma özelliklerini devam ettiriyorlar. Aman bir hafta hafif kıpırdanmasınlar, güzel bir iki methiye yazılmasın haklarında, hemen geldikleri günkü performanslarına geri dönüyorlar. Futbolcuların arada form düşüklüğü yaşaması normaldir de, bunların hiç üstlerine bir şey koydukları yok.
Evet belki Kwueke’nin perişan edildiği pozisyonda faul çalınsa hemen sonrasında penaltı gelmeyecekti. Servet’in ceza sahası içinde Kwueke’yi çekip düşürdüğünde düdük çalınıp penaltı verilseydi belki bir gol atma şansına erişecektik ama 2 basit hata yüzünden gelen o son 2 gole ne diyecektik? Bu goller sonuçta futbolcularımızın hatalarından dolayı yenilen goller. Yine 2-1 mağlup olacaktık demek ki… Hadi hakeme de biraz suç bulalım ama direkten dönen topları da gol sayamazdı sonuçta. Biraz yürek ortaya konulsa, biraz istekli olunsa 3-0 gibi bir mağlubiyet alınmazdı.
Ama bana göre üzülecek bir mağlubiyet değil bu. Hayırlı bir mağlubiyet. Aylardır paralarını alamayan futbolcular için ilaç gibi gelen bir galibiyet oldu Mersin İdmanyurdu adına. Maçın ardından Teknik Direktör Bülent Korkmaz çok sitemkar konuştu. Kulüpte para yok, futbolcular ise bu maçı kazanınca TFF’den gelecek gelirle biraz para alabilmelerinin hayalini kuruyorlardı ve bu hayal de gerçekleşti. En azından bir hedef için ve inanarak oynadılar. Ama bizimkiler ne için oynadı onu bilemedim.
