Sadece saha ve küçük bir tesis yapmakla altyapıya büyük hizmetler vermiş olunmuyor. Ama bu sezon birkaç yeni hocanın alınması, altyapının sorumluluğunun da Rizeli Teknik Direktör Taşkın Güngör’e bırakılması önemli bir adımdı. Hatta bu sayede, geçen sezon eleştirdiğimiz bazı noktalar da çözüme kavuşmuştu. Taşkın Hoca, malum devre arası takımın başına geçen Hikmet Karaman’ın yardımcı olarak Rizespor’a gelmişti. Ancak nedense Hikmet Hoca sezon başı Taşkın Hoca’yı altyapı sorumlusu yapmayı tercih etti. Direk yanında olmasındansa altyapıyla ilgilenmesini isteyişinde farklı anlamlar var mıydı bilmiyorum ancak Taşkın Hoca’nın bu durumdan rahatsız olduğu, devre arasında mutlaka bir takımla anlaşacağı dedikoduları dolaşıyordu camiada –ki Taşkın Hoca devre arasını beklemeden ilk fırsatta ayrılarak İnegölspor ile anlaşmaya vardı. Şimdi bundan sonra altyapı gelişmeye devam mı eder, yerinde mi sayar, yoksa geriye mi gider hep birlikte göreceğiz. Ligin ilk 8 haftasını inceleyecek olursak, özellikle altyapı futbolcularının ciddi bir teknik ve taktik bilgisiyle donatılması gerektiği aşikar. Özellikle U21 ve U19 takımları için bunları söylüyorum. 4 puanla ligin son sırasında yer alan U21 takımı 2 gol atmış, kalesinde 13 gol görmüş. Henüz puanı bulunmayan ve son sırada yer alan U19 takımı ise 8 maçta kalesinde 21 gol görmüş, attığı gol hanesine ise 2 gol yazdırmış. O golün bir tanesi de rakibin kendi kalesine attığı gol. Maalesef altyapı futbolcularımız yetersiz ama bunda sadece futbolcuların yeteneklerini sorgulamamamız gerekiyor. Bu yaşa gelene kadar aldıkları eğitimi sorgulamakta fayda var. Öncelikle futbol tekniklerini geliştirmeleri gerektiği aşikar. Sahada taktiksel oyunlar sergilemeleri için donatılmaları aşikar. Bireysel olarak hepsine çalışma programı verilmesi şart. Kimin ne yönde eksiği varsa, o eksiklerini gidermesi için yardım almaları, eğitilmeleri, daha fazla çalıştırılmaları gerekiyor. Sohbet ettiğim her altyapı futbolcusuna nasihatim bu yönde oluyor ancak dinlediklerini görmedim. Ancak hocalarının bu yönde futbolculara baskı yapması gerektiğini düşünüyorum. Günde sadece bir idman yaparak bu futbolculardan fazla bir şey bekleyemeyeceğimizi düşünüyorum. Çoğunun akılları başka şeylerde, başka yerlerde. Hocaların futbolcularıyla daha fazla ilgilenmesi, bireysel olarak kimin ne eksiği varsa üzerlerine gitmesi, teknik ve kondisyonel anlamda bu çocukların donatılması gerekiyor. Yoksa bu sonuçlar alınmaya devam edecek. Tabii moral de çok önemli. Onlara sunulan şartların geliştirilmesi gerekiyor. En basit bir yemek olayı bile hala kulüpte çözülmüş değil. Her idman sonrası futbolcuların yemek yedirilmesini geçtik, bari oynadıkları maçtan sonra bu çocuklara yemek verilsin. Birkaç uzaktan gelen, ya da tesiste kalan futbolculara yemek sunulmasıyla kalmasın. Bir de Cumali Bişi olayı var… Birkaç haftadır U21 takımı ile maça çıkan Cumali Bişi yüzünden bazı futbolcular kesik yiyor. Tamam profesyonel bir futbolcu olmasından dolayı kesik atmasını anlayabiliyoruz. Ancak eğer bu futbolcu U21 ile maçlara çıkacaksa bunun daha önce belirlenmesi ve U21 hocasının kadrosunu hazırlamadan, kendi futbolcularıyla paylaşmadan önce bildirilmesi gerekir. Hoca kadroyu hazırlayıp, 18 futbolcuyla paylaştıktan sonra Cumali Bişi’nin canı maç oynamak isteyince, altyapı futbolcunun moralini bozmaktan başka bir şey yapmazsınız. En son Beşiktaş maçında da aynı şey oldu. Rize’den 18 futbolcu İstanbul’a gitti ancak maç sabahı Cumali Bişi oynamaya karar verince, giden futbolculardan bir tanesi kesik yemiş oldu. Üstelik Bişi’nin kendinden küçük kardeşleriyle de saha içinde takıştığı, her hakeme olmadık laflar söylediği belirtiliyor. Geçen hafta U21 Hocasının Cumali Bey maçta oynayacak diye kadroyu 17 kişi hazırladığı ancak Cumali Beyin gelmemesiyle bu şekilde maça çıktığı da edindiğimiz bilgiler içerisinde yer alıyor. İzlediğim maçlar ışığında yorum yapacak olursam Cumali Bişi’nin U21 takımına hiçbir faydası yok. Sürekli yere düşmekten, top kaybetmekten başka bir şey yaptığı yok ama sırf bu futbolcu kişisel egolarını tatmin edecek diye altyapı futbolcularını değersiz kılmanın da anlamı yok. Elinizdeki malzemeyi değerlendirmeyi bilmiyorsanız, bari onları tamamen değersizleştirmeyin. Her zaman “Altyapı üvey evlat” diye yazıyorum ya, işte bu sözümü destekleyen bir durumdur. Bakalım ne zaman özümüze döneceğiz.