2007-2008 sezonunda düştüğümüz ve 5 yıl sonra yeniden yükseldiğimiz Spor Toto Süper Lig'deki ikinci sezonumuzda yine düşmemeye oynadık. Yine bu sezona da 2 hocayı sığdırdık. Lige iyi başlayan ama sonunu iyi getiremeyen bir takım olduk. Hikmet Karaman ile ikinci devreye yine toparlayarak başlasak da son haftalarda küme düşmeye en yakın aday olduk. Özellikle 6 hafta üst üste yaşadığımız mağlubiyetler bizi iyice kümenin dibine iterken, Gaziantepspor ve ardından oynanan Akhisar Belediyespor maçları sayesinde lige tutunduk. Sezon geneline baktığımızda oyuncu performansları açısından aslında ligde kalmayı hak eden bir takım da olamadık. Hem teknik, hem futbolcu hem de yönetimsel anlamda, her yıl yaşanan hataları bu sezon yine tekrarlayan bir Rizespor vardı. Dua edelim de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rizeli ve onun hatırına Rizespor'u diğer düşen takımlar gibi lokma yapmıyorlar. Ama her sezon böyle mi gidecek bunu sorgulamamız lazım. Taraftara hep kızıyoruz maçlara gelmiyor diye ama her sezon bunları yaşayan taraftar da kendince haklı. 7 sezon oldu ve Rizespor'u yönetenler daha taraftarına nasıl davranması gerektiğini öğrenemedi. Sen kendin önce Rizespor'u önemsediğini göstereceksin ki, taraftar da bunu görecek ve takımını sahiplenecek. Mali disipline getirilen ayar sportif başarılara, alt yapısından, tesislerine her kademeye yayılsa bu bile etken olabilirdi. Ama "mali disiplin" nidaları atıp, "mutfağa karışmıyoruz" deyip kenara çekildikçe, maalesef her sezon o tesisler gelen hocaların çiftliğine dönmekten öteye gitmiyor. Altyapı açısından da bu sezon yine hayal kırıklığı yaşadık. Prefabrik bir tesis yaparak, o gençleri futbola kazandıramazsınız. Hala daha bir çok kulüpte olan ama Rizespor altyapısında olmayan imkanların sayısı fazla. Altyapı futbolcusunda Rizespor aşkı kalmamış. Nasıl olsa üstte oynayamayacağını biliyor. Hele de arkası yoksa elinden tutanın olmayacağını da görüyor. Ne yemeğiyle ilgilenilir, ne tesisteki salonları kullanmalarına izin verilir. Daha yazacak çok şey var ama bu yazıya sığdırmayalım altyapıyı... Rizespor yönetimi artık, her yıl yaptığı hataları görüp, bu kez aynılarını tekrarlamamayı bilmelidir. Son haftalarda yumurta kapıya dayanınca nasıl da her maç takımın peşinde oldunuz. İşte bunu sezon boyuna yaymanız gerekiyor. Sıkışınca Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sığınmayın. Siz yapacağınızı tam yapmazken, taraftardan da görevini yerine getirmesini beklemeyin. Bu takımın hesap soran, sorgulayan bir yönetime ihtiyacı var. Tesislerde, altyapıda uçan kuştan bile haberi olacak yöneticilere ihtiyacı var. Sorumluluk verilen kişilerden daima hesap sorulacak, sorunlar ötelenerek değil, anında çözüme kavuşturulacak. Tesis hocaların tekeline değil de ciddi bir yöneticinin himayesine bırakılmalı. Bu yönetici, altyapısından A takımına kadar her şeyle ilgilenmelidir. Hem futbolcunun, hem teknik kadronun çekineceği, işini daha sağlam yapmaya itecek bir güç olmalı. Yoksa sizler İstanbul'da oturup oradan takımı yönetmeye çalıştıkça ve mutfakla işiniz olmadıkça, bunları yaşamaya devam ederiz. Rizespor bu sezon ligde kalmayı sahada başarmadı. Yıllardır gelmeyen sportif başarı ve istikrar, bu mantaliteyle hiç bir zaman da gelmeyecektir. Sizler bu şekilde devam ettikçe ne güven, ne de sevgi kazanamazsınız. Şimdi önümüzde transfer sezonu ve ardından kamp sezonu var. Yine aynı şeyleri yaşayıp yaşamayacağımızın bir ön etütü olacak bu süreç. Transfer politikanız, kampta altyapı sporcularına verilecek önem ve yeni sezonla ilgili projeleriniz, nasıl bir lig geçireceğimizin de habercisi olacaktır.