Advert
Advert
Advert

Çaykur Rizespor: Yusuf Yusuf

17 Aralık 2014 tarihinde yazdığım "Hoca değişti diye her şey güllük gülistanlık mı artık?" başlıklı yazımdan bu yana bir Rizespor değerlendirmesi yapmıyordum.

Çaykur Rizespor: Yusuf Yusuf
Çaykur Rizespor: Yusuf Yusuf admin
"Hikmet Karamanlı yeni Çaykur Rizespor’da bakalım önümüzdeki günlerde süreç nasıl işleyecek?" diyerek belli bir süre gözlemlemeyi tercih ettim ama "Dilerim sadece futbol konuşacağımız, yazacağımız haftalarla devam ederiz" temennim maalesef gerçekleşmedi. Ligde, düşme hattındaki en yakın rakibimiz Kardemir Karabükspor'a 2-0 mağlup olup aradaki puan farkını 4'e düşürmemizle tehlike çanlarının yeniden çaldığını söyleyebiliriz. Son 4 mağlubiyet bana yeniden Mehmet Özdilek'li günleri hatırlattı. Lige iyi başlayan, performansı yüksek bir takım ilerleyen haftalarda dökülmeye başlamış ve Mehmet Hoca da "Kılıçla yaşayan kılıçla ölür" diyerek topu futbolculara atıp istifa etmişti. Özdilek'in bu sözünü "Kılıçla gelen kılıçla gider" şeklinde düzelterek göreve başlayan Hikmet Karaman'lı Rizespor'un bugün geldiği nokta, işte o günden faksız bana göre. Son 4 haftadır oynanan oyunlara ve kadrolara baktığımızda, birşeylerin ters gittiğini düşünmeden edemiyoruz. Hikmet Hoca'nın bazı futbolculara ders vermek istediği, ya da son haftalarda istediğini tam olarak bulamadığı aşikar. Ama neden bu radikal kararlar? İşte bunu sorgulamak gerekiyor. Haftalarca oynamayan kişilere şans verirken, bir bakıyorsunuz sonra bu futbolcu 18'de bile yok. O eski taktik ve teknik zekası yüksek hocaya ne oldu? Yoksa sorun yine futbolcularda mı? Alttan alta yine kılıçlar mı çekildi? Edindiğim duyumlara göre tesislerde bir gerginlik olduğu belirtiliyor. Bizler Mehmet Hoca döneminde, tesislere disiplin gelsin diye beklerken, şu an disiplinden çok Hikmet Karaman kuralları geldiği söyleniyor. Ve bu kurallar tesise adeta korku salıyormuş. Her tarafta sessizlik, herkeste "Aman Hikmet Hoca kızmasın" endişesi varmış. İşte acaba bu durum futbolcuları da mı etkiliyor bilemiyoruz tabii.. Futbolcunun görevi takımı için, o şehir için oynamaktır. Hoca için değil. Hocanın görevi de, o futbolcuların maaşını, primini ödemediğine göre, onların moral ve motivasyonunu sağlayarak, sahada performanslarını yükseltecek takviyelerde bulunmaktır. Her iki taraf da öncelikle sorumlu olduğu takımı, şehri düşünmek zorundadır. Kendi egolarını değil. Ama maalesef bu kısımda bir sıkıntı olduğunu hissediyoruz. Hikmet Karaman sert bir hoca. Bu sertliği mesela Kağan Söylemezgiller'i takımdan göndermesine sebep olmuştu. Beklenilen transferler yapılmamışken, kadroda eksikler var derken bir de öğreniyoruz ki Kağan takımdan gönderildi. Sebebi ise öğrendiğim kadarıyla sadece surat asması... Gençlerbirliği maçında 2-0 öndeyken 86'ncı dakikada üçüncü değişikliğini yapan Hoca, tercihini Murat'dan yana kullanınca Kağan'ın surat asması takımdan gönderilmesine yetti. Maç esnasında "Problemin mi var" diye bağırdığı Kaan'a soyunma odasında ise "Hoca benim, ya kararlarıma uyarsın, ya da çekip gidersin" şeklinde çıkıştı. 5 dakika sonra ise Karaman'ın yardımcısı Kağan'a, "Kadro dışısın, Hoca seni idmanda görmek istemiyor" şeklinde söyledi. Bu süreçten sonra da ipler koptu. Hikmet Hoca'nın mizacını birçok insan biliyor. Yazdığım gibi, transfer bile yapamamışken, kadro eksik denilen bir dönemde bir futbolcudan vazgeçebilecek kadar agresif bir yapısı var. Ve bu yapı yine yukarıda yazdığım gibi tesiste gergin bir ortam yaratmış durumda. Haliyle son 4 haftada sahaya baktığımda, bu kötü futbolun ve hocanın kararlarının altında Mehmet Özdilek dönemine benzer durumların yaşandığını hissetmem anormal sayılmaz. Ama bizim yönetim de ne iş yapar bilmiyorum. Hiç mi sorgulamaz, hiç mi "Neler oluyor" demez, hiç mi tesiste olup bitenlerle ilgili istihbarat toplamaya çalışmaz. Yönetici olduklarının, kulüpte olup biten her şeyden haberlerinin olması gerektiğinin, asıl yetkili ve sözünden dışarı çıkılmaması gerekenin kendilerinin olduğunu ne zaman öğrenecekler? "Her şey hocaya teslim, biz mutfağa girmiyoruz" demekle olmuyor bu işler. Velhasıl kelam gelinen noktada durum kritik. Rakibimiz Karabükspor'un kalan son 5 maçından biri Bursaspor ile ama diğer 4 maçı düşme hattından kurtulmaya çalışanlarla -ki ikisinin zaten düşmesi kesin... Arkasına aldığı rüzgarla bu 4 maçtan iyi puanlar alırsa, son 3 içinde onlar değil lig sonunda biz yer alırız. Bizim son 5 maç ise bir hayli zorlu. O yüzden herkes kendine gelsin. Hocası, futbolcusu, yöneticisi... Herkes... Son 5 hafta ve kimsenin bu şehrin kaderiyle, gururuyla oynamaya hakkı yok. Rizespor sevdalıları da kalan bu maçlarda eminim takımlarını daha fazla sahipleneceklerdir ama önce sizler görevinizi iyi yapın.
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!