Advert
Advert
Advert

Tüm Hükümetlerin yapamadığını AK Parti Yaptı

Rizeli Avukat Remzi Kazmaz AK Parti iktidarının geçmiş hükümetlere nazaran kat kat fazla kamulaştırma yaptığını dile getirdi

Tüm Hükümetlerin yapamadığını AK Parti Yaptı
Tüm Hükümetlerin yapamadığını AK Parti Yaptı admin
Rizeli Avukat Remzi Kazmaz AK Parti iktidarının geçmiş hükümetlere nazaran kat kat fazla kamulaştırma yaptığını dile getirdi. İnönü hükümetinde termik santral olsaydı zeytin ağaçlarını kestirmezdi diyen Kazmaz "Eğer o termik santral 2014 değil de 1939 yılında yapılmak istenseydi; İnönü Hükümeti kamulaştırma yapıp zeytinleri kestiremezdi. Çünkü, 2. Dünya Savaşı’nın adım adım yaklaştığı günlerde çıkartılan 3634 Sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’nda bile “tarlaların sahiplerinin ve işletenlerin ekip biçeceği kadar kısmının işgal edilmeyeceği’ hükmü getirilmişti" dedi. Bu ilginç ve düşündürücü tespitler, 1939 – 2014 arasındaki acele kamulaştırmaları araştıran Av. Remzi Kazmaz’a ait. HES’lere karşı açtığı davalarla tanınan Av. Remzi Kazmaz, 2004 sonrası yapılan acele kamulaştırmaların seferberlik ve savaş hali durumlarına göre yapıldığını ancak uygulamaların 1939’daki kanuna bile aykırı olduğunu belirtiyor. Son yıllarda Türkiye’de bir seferberlik ve savaş halinin söz konusu olmadığını, bu yüzden acele kamulaştırma kararı verilemeyeceğini vurgulayan Av. Kazmaz, yapılan hukukdışı uygulamalarla ilgili şu bilgileri verdi: “Bu kanunun 1939 yılında 2. Dünya Savaşı öncesi savaşa hazırlık kapsamında çıkarıldığını unutmayalım. Savaş esnasında cephane ve asker yığınağı, askeri üs, askeri hastane, askeri yol ve köprüler için ihtiyaç duyulan taşınmazlara bu yolla el konularak olağan kamulaştırma ile zaman kaybedilmesinin önüne geçmek amaçlanmıştır. Kamulaştırma Kanunu’nun atıf yaptığı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’na yakından bakarak, konuyu tekrardan somutlaştıralım. Kanunun 1. Maddesi’nde ‘Seferberlik ve savaş hali ile bu hallerin henüz ilan edilmemiş olduğu ancak savaşı gerektirebilecek bir durumun meydana geldiği gerginlik ve kriz dönemlerinde yapılacak seferberlik hazırlıkları ile kıtaların toplanması esnasında, alelade vasıtalarla temin edilemeyen bütün askeri ihtiyaçları veya hizmetleri bu Kanun hükümleri dairesinde vermeye veya yapmaya her şahıs borçludur’ denilmek suretiyle kanunun hangi koşullarda uygulanacağını belirtmiştir. ‘ACELELİĞİNE BAKANLAR KURULU’NCA KARAR ALINACAK HALLER’ Acele kamulaştırmanın bir savaş hukuku uygulaması olduğu açıkça görülüyor. Kamulaştırma Kanunu’nda savaş, seferberlik, yurt savunması ve diğer olağanüstü haller dışında ‘Aceleliğine Bakanlar Kurulu’nca karar alınacak haller’ denilerek Bakanlar Kurulu’na bir esneklik tanınmıştır. Son yıllarda Türkiye’de bir seferberlik ve savaş hali söz konusu olmadığından acele kamulaştırma kararı verilemez. Geriye sadece Bakanlar Kurulu’na tanınan ‘esnek’ yetki kalıyor. Danıştay’a göre ise’ Bakanlar Kurulu’nca karar verilebilmesi için kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerekir. Danıştay defalarca bakanlar Kurulu’na tanınan bu takdir yetkisi ve esnekliği yurt savunması, milli menfaatler ve Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’ndaki koşullar çerçevesinde gündeme gelebileceğini belirtmiştir. Bu kadar açık ve net ifade edilmesine rağmen her gün Resmi Gazete’de ülkemizin değişik ve el değmemiş bölgelerinde projeler için Bakanlar Kurulu tarafından el koyma kararları alındığını görüyor ve okuyoruz. SAVAŞ ZAMANINDA GENELKURMAY YETKİLİ Savaş zamanında Genelkurmay’ın sahip olduğu el koyma, acele kamulaştırma yetkisi şu anda HES, siyanürle altın arama, termik santral gibi ekolojik açıdan sakıncalı projeler yapan ( Manisa Yırca) şirketler lehine kullanılıyor. En son Tokat Zile’de 1. derecede tarım arazisi üzerine kurulmaya çalışılan HES’ler ve ovayı besleyen yer altı sularının dahi acımasız bir şekilde kullanılması doğaya açılan bir savaştır. Bu adı konulmamış savaş hukuk adına bakanlar kurulu eli ile yapılıyor. Ortada bir savaş var ama düşman kim?” ACELE KAMULAŞTIRMA ANAYASAYA AYKIRI Av. Kazmaz, ülkemizin en güzel koylarının, topraklarının, vadilerinin, suyunun, florasının ve faunasının yok edildiği acele kamulaştırmanın Anayasa’ya da aykırı olduğunu söyledi. Av. Kazmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anayasamızın hak ve hürriyetlerin sınırlanması başlıklı 13. maddesine göre “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlar Anayasa'nın özüne sözüne ve ruhuna aykırı olamaz.” Yine Anayasa'nın mülkiyet hakkını düzenleyen 35. maddesine göre “Herkes mülkiyet ve miras hakkına sahiptir. Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanır” demek suretiyle kamu menfaati ülkenin milli menfaatleri için söylenmiştir.” ÖZAL’DAN AKP DÖNEMİNE KADAR 11 ACİL KAMULAŞTIRMA YAPILDI Av. Kazmaz’ın araştırmasında ilginç veriler var. Örneğin Özal döneminden AKP dönemine kadar, 1983 -2004 arasında sadece 11 adet acele kamulaştırma yapılmış. 2004 'ten günümüze ise 150 ye yakın acele kamulaştırma uygulaması var. Kamulaştırmalar özellikle ulaşım, kentsel dönüşüm, RES'ler, HES’ler, termik santraller, madenler ve sulama alanlarında yoğunlaşıyor. Bu projelerin çoğunu özel sektörün yaptığını belirten Av. Kazmaz, vahim bulduğu bu tablo için “Kamuya değil özel sektöre yararı var”
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Güçlü Lider Güçlü Meclis İçin Doğrusu Ak Parti
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!
Artık yalnız değilsiniz, Rize’nin bir rehberi var!