Basın tarihinin yüzkarası olabilecek bu durumun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın baba ocağı, memleketi Rize'de yaşanıyor olmasının ayrı bir üzüntü kaynağı olduğunu belirten Olay53.com internet haber sitesi Genel Yayın Yönetmeni Ali Köroğlu yaptığı açıklamada, Türkiye'deki ÇAYKUR Bayilerinin birleşerek kurdukları Çaytaş Gıda Pazarlama ve Reklam Hizmetleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (ÇAYTAŞ’ın), Çaykur’la ilişkisini dile getirdikleri haberlerden dolayı tekzip edilmeden, Çaykur’un tacir vasfını kullanarak, kanundaki eksiklikleri fırsat bilerek mahkeme kararıyla sitelerinin engellendiğini ve 30 gündür olay53.net olarak yayınlarını sürdürdüklerini ifade etti. Köroğlu yaptığı açıklamada, "Rize Sulh Ceza Mahkemesi 17.10.2014 tarih ve 2014/423 değişik iş sayılı kararı ile Erişim Sağlayıcılar Birliğinin www.olay53.com adlı internet haber sitemizin erişime açılması yönündeki karar vermesine rağmen sitenin açılmaması akıllarda soru işaretleri bırakırken, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (Çaykur) tarafından mahkemeye başvurularak, savunma hakkını geçtik, bilgi dahi verilmeden verilen erişim engellemenin yaklaşık bir ay sürmesini manidar buluyoruz." dedi. Yayın yasağıyla ilgili karar tebligatının kendilerine 1 ay sonra gönderildiğini ve bu kararla birlikte aynı zamanda okuyucuların da cezalandırıldığını belirten Köroğlu, Erişimin yasağının kaldırılmasına rağmen kararı uygulamayan veya uygulamak için 20 gün sonraki yönetim kurulu toplantısında görüşüleceğini belirten Erişim Sağlayıcılar Birliği hakkında suç duyurusunda bulundukları belirterek, "9 gündür kararı uygulamayan ve kanundaki eksiklikler dolayısıyla 6 yıldır verdiğimiz emeği, yaklaşık bir aydır sekteye uğratan ve okuyucularımızı haber alma hakkını engelleyen, kişi ve kurumlar hakkında maddi ve manevi tazminat davası açacağız" dedi. Bölgesel olarak bakıldığında bir milyon kişiyi ilgilendiren Çaykur’un Rize’nin can damarı olduğunu belirten Köroğlu, "Genel Müdür ekranlara çıkıp biz kereste fabrikası değiliz deyip çayı kötüleyerek, eline geçirdiği üç-beş çayı böbürlene böbürlene gösterirken Çaykur zarar görmüyor ama, Çaykur'da yönetim zaafiyeti bulunduğunu, üreticiler arasında gerek randevulu sistemde gerek günler arasında farklı kontenjan uygulaması ve bölgeler arasında ayrımcılık yaparak farklı fiyatlarda çay alınması ve Çaykur'un resmi sitesinden aldığımız bilgileri kullanarak yapmış olduğumuz haberlerle Çaykur’un zarar gördüğünü söylemek, sorumluların yanlış yönetimle ilgili Günah Keçisi aramaktan başka bir şey değildir." dedi. Köroğlu, geç gelen adalete rağmen, adaleti uygulayacak mekanizmaların birbirine keyif bağışlamasının kendilerini mağdur ettiğini belirterek, kendilerini bu süreçte yalnız bırakmayan ve olay53.net'ten haberleri takip eden okuyucularına teşekkür ettiğini belirtti. Köroğlu, kendilerine yayın yasağı getiren haberlerin içeriğini şöyle açıkladı; "Çaykur Eski Genel Müdür Ekrem Yüce'nin son 3 sezonunda 2008 - 2009 - 2010 yıllarında toplamda 59 milyon tl. zarar ederken, Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu'nun 3 yıllık görev süresinde (2011, 2012 ve 2013) Çaykur'u bazı avantajlara rağmen 178 Milyon TL. zarara uğrattığı ve Genel Müdür Sütlüoğlu'nun Çaykur'u iyi yönetemediği, Çaykur'un Türkiye'deki 9 ana çay satış bayisi (özel firmalar) tarafından kurulan ÇAYTAŞ adlı şirketin yönetim kurulu başkanlığını Çaykur Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu'nun, şirketin genel müdürlüğünü İmdat Sütlüoğlu'nun yeğeni Yavuz Sütlüoğlu, Rize Artvin Bayi yöneticiliğini İmdat Sütlüoğlu'nun bir başka yeğeni Kubilay Sütlüoğlu'nun yaptığı ve Çaykur'un Didi soğuk çay distribütörlüğü verdiği Çaytaş adlı şirkete ayrıca reklam ve hizmet faturası adı altında devasa rakamlarda ödeme yaptığı, didi soğuk çayın üretiminde esans bozukluğu dolayısıyla piyasadan toplatıldığı, Genel müdürlük binası içerisinde binanın ihtiyacı için 3 asansör bulunmasına rağmen genel müdür Sütlüoğlu'nun şifreli özel asansör yaptırdığı ve bu asansörün Çaykur'a maliyetinin yaklaşık 300 Bin TL. olduğu yönünde defalarca haber yapmamız, ayrıca haberimiz sonrası sakatlar için yapıldığı söylenen asansöre engellilerin ulaşabilmesinin imkansız olması"