Tarçın Hanım matbaamızın asil köpeğidir. Ne kadar asil de desem köpek sonuçta. Ama bir eğitimli ki sormayın. Mesela kapıda bir koltuk var atla yerine dediğimde hemen atlar koltuğa oturur. Gel buraya dediğimde gelir, git dediğimde gider. Mahallenin de kedilerine hastadır. Kedi gördüğü zaman dayanamaz. Başlar kovalamaya. Aslında kediler mahallede Tarçın Hanım’dan eskidir. Herhalde mahallede herkesin kedileri sevmesini kıskanmış olacak ki, kedi gördü mü düşüyor peşine. Kıskançtır yani kıskançlığından ne yapacağını şaşırıyor. İstiyor hep ben olayım, tek ben olayım. Ama iyi bir hayvandır Tarçın Hanım, merhameti de elden bırakmaz. Mesela kendi gibi köpekler gelip onun mamasından yiyebilir, paylaşımcıdır. Ama sadece kendi gibi olanlar. Tarçın Hanım’ın bir özelliğinden daha bahsedip konuyu kapatmak istiyorum. Kim daha fazla bağırırsa onu dinler. Hemen düşürür kulaklarını. Neyse ben konumuza döneyim artık. Önce Hasan Sağır Anadolu Lisesi, sonra İmam Hatip Ortaokulu karşılıklı eylem yaptılar. Lise öğrencileri minik kardeşlerini düşünerek, kendileriyle onların aynı okulda olamayacağını dile getirdiler. Sonuçta ortaokul öğrencisi ile lise öğrencisi aynı bahçeyi kullanacak. Onun dışında birde 3 sınıf dolusu Anadolu Lisesi öğrencileri, 1 konferans salonuna konularak siz burada ders işleyeceksiniz demişler. Eskiden blok sınavlar olurdu. Deneme amaçlı yapılan bu sınavlarda eş zamanlı sınav başlar ve eş zamanlı biter. Herhalde bu konferans salonunun da amacı buydu. Eş zamanlı ders başlayacak eş zamanlı bitecek. Ama öyle sınav süresi 120 dakika gibi bir sürede değil. Tüm yıl boyunca. Anadolu Lisesi öğrencileri ve bir takım veliler olaya tepki gösterince de çok akıllı bir kesim tarafından ‘Din düşmanı’ ilan edildiler. Sitelerde haberlerin altlarına yapılan yorumlara bakıyorum da ’28 Şubat’ta da siz aynısını etmiştiniz’ diyor. Yahu be ahmak adam, cahil insan. İmam Hatip kapatılsın diyen mi var? Diyen olsa bile sanki duyan mı var? Çocuklar orda kimyasal maddelerin arasında okuduklarını söylüyorlar, sen bunlar İmam Hatip düşmanı diyorsun. Hele bir kadın veli eylem sırasında okula girerken dinsizler diye bağırdı. Sormak istiyorum o kadının dini ne. Çünkü o çocukların dininde kâfire kâfir denmez. Kâfire kâfir desen sen kâfir olursun derler. Belki ondan yadırgamıştır dinlerini. Sonuçta Müslümanlara belli bir süre Gayrı Müslimler; ‘dinsizler’ diye hitap etmedi mi? Bütün bu olayların yaşandığı sırada Rize İl Milli Eğitim Müdürü’nden ses seda çıkmadı. Malum bürokrasiyi ‘Gel dersem gel, Git dersem git’ haline getirdiler. Herhalde siyasilerden bir karar bekliyordu. Ne zaman ki İmam Hatip öğrencileri ‘Dinsizlere Karşı’ eylem yaptı o zaman bir piyasada görür gibi olduk. O zamanda kabadayının bir tanesi görüntü alınmasına izin vermedi, Milli Eğitim Müdürü’nün bir açıklama yapamadığı da medyaya yansımadı. Rize’de okullara bir bakıyoruz, tüm okullarda bir sıkıntı bir stres. Ali Metin Kazancı Rize Lisesi’nde okula yerleştirilen İmam Hatip Lisesi Öğrencileri huzursuz, Hasan Sağır’da iki tarafta huzursuz, Çay İlköğretim okulunda referandum yapıldı, Müdürler görevden alındı sendikalar ayaklandı. Hal böyleyken Rize Milli Eğitim Müdürlüğü’nden bir ses çıkmaması insanı ürpertiyor. Acaba diyor insan orada da mı ‘Siyasiler Gel derse gelir, git derse gider. Otur derse oturur’ durumu söz konusu? Eğer böyle bir düşünce varsa siyasilerin kıskançlığı veya kini kime? Hasan Sağır’da iki okul öğrencileri birbirine girdi. İmam Hatip velileri diğer öğrencileri dinsiz ilan etti. Diğer tarafta Anadolu Lisesi öğrencileri koşulların iyi olmadığından şikayetçi, İmam Hatip’ten değil. Bu gidişata kim dur demeli? Kahraman bir kral mı bekliyoruz acaba. Yoksa Kral bırakın ortalık karışsın ben yatıştıracağım, krallığım devam edecek diye bir düşünce içerisinde mi? Taktiri sizlere bırakıyorum…